Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16822 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 494 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Bolu Aile MahkemesiTARİHİ :08.11.2013NUMARASI :Esas no:2013/59 Karar no:2013/700Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı tarafından; her iki dava yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 09.09.2014 günü temyiz eden davalı-karşı davacı A.. Ö.. vekili Av.... geldi. Karşı taraf davacı-karşı davalı F.. Ö.. ile vekilleri gelmediler. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Davalı-davacı kocanın 31.05.2013 tarihli ön inceleme duruşmasındaki “Ben çocuklarımdan dolayı boşanmak istememekteyim, ancak davacı taraf boşanmak istediğinden dolayı bende boşanmak istiyorum” şeklindeki beyanı, gerek 4787 sayılı yasa, gerekse 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği mahkemenin tarafları sulhe daveti sırasında söylenmiş olup, kocanın kadından kaynaklanan kusurlu davranışları af niteliğinde değildir.Mahkemeninde kabulünde olduğu üzere, davalı-davacı kocanın eşine fiziksel şiddet uygulayıp, hakaret ettiği, davacı-davalı kadının ise, evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmeyip, eşinden ayrı yattığı anlaşılmaktadır. Bu duruma göre davalı-davacı kocanın kusuru daha ağır ise de, gerçekleşen bu kusur durumu dikkate alındığında davalı-davacı kocanın davası yönünden de Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı koca da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-davacı kocanın boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya (TMK md. 166/2) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile kocanın davasının reddi doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün davalı-davacı kocanın boşanma davasının reddi yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen davacı-davalı kadının boşanma davası ile boşanmanın fer'ilerine yönelik diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 1.100.00 TL. vekalet ücretinin Fatma'dan alınıp Adnan'a verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.