MAHKEMESİ :Kayseri 5. Aile MahkemesiTARİHİ :05.11.2013NUMARASI :Esas no: 2013/764 Karar no:2013/858 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı (kadın) tarafından, davacı-davalı kocanın boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, koca lehine hükmolunan manevi tazminat, davalı-davacı kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 09.09.2014 günü temyiz eden davalı-karşı davacı D.. Y.. ile vekili Av. . ..i ve karşı taraf davacı-karşı davalı A.. Y.. vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsımı dışında kalan temyiz itirazları yersitdir. 2-Türk Medeni Kanununun 169. maddesi gereğince; boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri bu hususta bir isteğin bulunup bulunmadığına bakmaksızın re'sen almak zorundadır. Dava süresince geçerli olacak olan bu tedbirlerin alınması, tarafların " kusursuz" olmaları şartına bağlanmamış, yasada, önlem için "kusur” unsuruna yer verilmemiştir. Başka bir ifade ile tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakası takdirine etkili bir unsur değildir (H.G.K'nun 02.11.2011 tarihli 2011/2-533 esas, 2011/670 karar sayılı kararı). Lehine önlem alınacak olan taraf kusurlu olsa dahi, önlemi gerektirici sebebin varlığı halinde kanunda belirtilen geçici nitelikteki önlemlerin alınması gerekir. Öyleyse,” ev hanımı olup, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan davalı-davacı kadın yararına asıl dava tarihinden geçerli olmak üzere hükmün kesinleşmesine kadar uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan, davalı-davacı kadının “ağır kusurlu" olduğu gerekçesiyle bağlanan tedbir nafakasının kaldırılması doğru bulunmamıştır. 3-Boşanma davalarında vekalet ücreti davanın kabul veya reddedilmesi durumuna göre takdir edilir. Tarafların kusur durumunun vekalet ücretinin tayininde bir önemi olmadığı gibi, boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki yoksulluk ve iştirak nafakaları ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen veya tamamen kabul ya da reddi halinde de bunlar için ayrıca vekalet ücretine hükmedilemez. Açıklanan nedenlerle, davalı-davacı kadın tarafından açılan ve bu dava ile birleştirilen boşanma davasının kabulüne karar verildiğine göre, vekalet ücretinin kadın lehine takdir edilmesi gerekirken, birleşen davada da davacı-davalı koca lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda 2 ve 3.bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1 .bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için taktir olunan 1.100,00 TL. vekalet ücretinin Ahmet'den alınıp Demet'e verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.