Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16801 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 2998 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ :Tuzla Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :22.11.2006 NUMARASI :Esas no: 2006/31 Karar no2006/975:Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-İhtarın hukuki sonuç doğurabilmesi için, ihtar isteğinden önceki dört ay içinde kadının haklı bir sebep olmaksızın birlik dışında yaşadığının gerçekleşmesi gerekir.(TMK. 164)Aleyhine boşanma davası açılan eş, bu dava sürerken ayrı yaşamakta haklı sayılmalıdır.(TMK. 164,197) Davacı koca Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı boşanma davasından 3.8.2005 tarihinde feragat etmiş, bu mahkemece 10.10.2005 tarihinde davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir. Feragat kesin hükmün, hukuki neticelerini hasıl eder. (HUMK. 95) İşbu davada dayanılan ihtar ise 5.8.2005 gününde kanunda öngörülen dört aylık süre (TMK. 164/1) dolmadan istenmiştir. Oysa ihtarın geçerli olması için feragat tarihinden itibaren en az dört ayın geçmesi zorunludur. Olayda bu hususa uyulmamıştır.Bu bakımdan ihtar geçersiz olup davanın reddi gerekirken boşanmaya karar verilmesi doğru değil ise de bu yön temyiz edilmediğinden bozma sebebi yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.2-Tarafların temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemede:a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; *eşini evden kovan, güven sarsıcı davranışlarda bulunan kocanın boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğunun ve kadın için verilen nafakanın yoksulluk, müşterek çocuk için verilen nafakanın da iştirak nafakası olarak verildiğinin anlaşılmış bulunmasına göre kocanın tüm, kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.b) Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen *davalı kadının ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. 4 BK. 42,43,44,49) dikkate alınarak *davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.c) Davalının eşya, çeyiz ve takıları nedeniyle talep ettiği tazminat boşanmanın eki niteliğinde değildir. Harcı verilerek açılmış bir davası ya da karşı davası bulunmamaktadır. O halde, bu isteğiyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurmak gerekirken , kesin hüküm oluşturacak şekilde red hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. maddenin (b) ve (c) bentlerinde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise 2 (a) bendinde gösterilen nedenle ONANMASINA aşağıda yazılı harcın İsmail'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcının yatıran Sibel'e geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.