Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16630 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 20942 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Ankara 9. Aile MahkemesiTARİHİ :15.9.2011NUMARASI :Esas no:2010/1426 Karar no:2011/1113Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Toplanan delillerden davalı-davacı kadının birlik görevlerini yerine getirmediği, kıskanç davrandığı, kocasına ve aynı evde birlikte yaşayan kayınvalidesine hakaret ettiği davacı-davalı kocanın ise, bağımsız konut temin etmediği, annesi, kızkardeşi ve yeğeni ile birlikte yaşamaya zorladığı, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, sürekli olarak eşini istemediğini söylediği, şiddet uyguladığı ve evden kovduğu, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda her iki tarafın kusurunun bulunduğu, davacı-davalı kocanın ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacı-davalı kocanın boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Mahkemece tarafların eşit kusurlu bulunduklarına yönelik kusur belirlemesi yerinde değilse de verilen boşanma kararı sonucu itibariyle doğru olmakla, boşanmaya ilişkin hükmün gerekçesi düzeltilmek suretiyle (HUMK.md.438/7) onanmasına karar verilmesi gerekmiş ve davacı-davalı kocanın tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle maddi ve manevi tazminat yönünden BOZULMASINA, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesi suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın C.'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcın yatıran Y.'e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.