Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1658 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 10331 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Kadıköy 2. Aile MahkemesiTARİHİ :08.03.2011 NUMARASI :Esas no:2010/44 Karar no:2011/246Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; “ağır kusurlu kabul edilmesine” ilişkin gerekçesi, davalı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat, velayete ilişkin düzenleme ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının, velayete, davalı ve velayetine bırakılan çocuk yararına takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafalarına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Davacının diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarına gelince:Mahkemece, “davacı ağır kusurlu” kabul edilmiş ve bunun sonucu davalı yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir.Davacı, hükmün boşanmaya ilişkin bölümünü temyiz etmemekle beraber, boşanmada “daha fazla kusurlu” kabul edilmesine ilişkin gerekçeyi temyiz ederek hükme karşı çıktığına göre, boşanma bakımından kabul edilen kusur, tazminatlar bakımından davacı aleyhine kesinleşmiş sayılamaz. Türk Medeni Kanununun 174. maddesi uyarınca, boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminata hak kazanabilmek için, tazminat isteyen tarafın, kusursuz ya da diğerine göre az kusurlu olması; maddi tazminat için mevcut veya beklenen bir yararın boşanma yüzünden zedelenmiş olması, manevi tazminat için de boşanmaya sebep olan olayların tazminat isteyenin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması gerekir. Bu yasal koşullar gerçekleşmedikçe tazminata hükmolunaz. Temyize konu davada; davacının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu sabit ise de; davalının da, sık sık kocasına “aptal, sen erkek değilsin, seninle evlendiğime pişmanım” şeklinde sözler söylediği, kayınbabasına hakaret ettiği ve intihara kalkıştığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır.Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmada davalı da kusurludur. Taraflardan birini diğerinden baskın kusurlu kabul etmek mümkün değildir. Hal böyleyken, mahkemenin bu yönleri nazara almadan davacıyı boşanmada “daha fazla kusurlu” kabul etmesi ve davacıyla aynı oranda kusuru gerçekleşen davalı yararına maddi ve manevi tazminata hükmetmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple, tazminatlara esas alınan kusur ve tazminatlar yönünden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.