MAHKEMESİ :İstanbul 14. Aile MahkemesiTARİHİ :06.03.2012NUMARASI :Esas no:2011/328 Karar no:2012/131Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14.06.2013 günü duruşmalı temyiz eden davacı M.R.İ.vekili Av. .ve karşı taraf davalı S. K. vekili Av. .geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Tarafların, boşanma ve fer'i sonuçlarında anlaşmalarına dayanılarak Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiş, karar 28.07.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanmaya esas alınan protokolde, "tarafların Brüksel'de 1/2'şer oranda pay sahibi oldukları taşınmazdaki davalıya ait payın satışı için davalının davacıya veya onun göstereceği kişiye vekaletname vereceği, davalıya ait payın davacı veya onun göstereceği kişi tarafından satılacağı, satış bedelinin davacıya ait olacağı, satışı müteakkip davacının, davalıya 140.000 TL. vereceği" taraflarca kararlaştırılmış, protokoldeki bu hüküm boşanma kararına da geçirilmiştir. Davalı, Brüksel'deki taşınmazdaki payının satışı için davacıya 21.07.2009 tarihinde "gayrimenkül satış yetkisi" taşıyan vekaletname vermiş, davacı ise satışı beklemeden güvene dayanarak protokolde kararlaştırılan 140.000 TL'yi 03.09.2009 tarihinde davalıya ödemiştir. Ne var ki, davalı parayı aldıktan sonra 16.12.2009 tarihinde davacıyı vekaletten azletmiş, bu suretle verdiği satış yetkisini geri almıştır. Bu yetkinin alınmasıyla davacı, taşınmazdaki davalıya ait payı satma ve satış bedeli alma hakkını kaybetmiştir. Boşanma protokolünde yer alan kayıt, karşılıklı borç yükleyen sözleşme niteliğindedir. Davacı 140.000 TL'yi davalıya ödeyerek kendi edimini yerine getirmiş, davalı ise davacıya verdiği gayrimenkül satış yetkisini azil suretiyle geri alarak icra takip tarihi itibarıyla edimini ifa etmemiştir. Davacının davalıyı ifaya zorlama olanağı da yoktur. Alacaklının (davacının) temerrüdü koşulu da gerçekleşmemiştir. Bu durumda davalı, davacının ödediği miktar kadar sebepsiz zenginleşmiştir. Haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.(BK.m.61) O halde davalının borca itirazı haksızdır. İtirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerekirken, davacının davalıdan edimini yerine getirmesini isteyebileceği gerekçesiyle davanın reddi doğru değildir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 990 TL. vekalet ücretinin S.'dan alınıp duruşmalı temyiz eden M. verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.