MAHKEMESİ :Tavşanlı 1. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :29.09.2011NUMARASI :Esas no:2011/164 Karar no:2011/452Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı koca tarafından; kadının davası, kusur belirlemesi ve velayet yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise kocanın davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı kocanın tüm, davalı-davacı kadının ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2- Toplanan delillerden; davalı-davacı kadının, kocasının izniyle Uşak'taki Garanti Bankası şubesine tayinen gittiği, tarafların birlikte Uşak'ta ev kiraladıkları anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda kadına kusur izafesi mümkün değildir. Buna karşılık evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri ihmal edip, eşinin ailesine karşı tehdit içeren sözler söyleyen davacı-davalı koca tamamen kusurludur.Türk Medeni Kanununun 166.maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, bir kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu da ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2) Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacı-davalı kocanın tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalı-davacı kadına yüklenebilecek hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle davacı-davalı kocanın boşanma davasının, reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek kabulüne karar verilmesi doğru bulunmaştır. 3- Yukarıdaki bentte de açıklandığı üzere, evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri ihmal edip, eşinin ailesine karşı tehdit içeren sözler söyleyen davacı-davalı koca boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurludur. Davalı-davacı kadına yüklenebilecek bir kusurlu davranışın varlığı ise ispat edilememiştir. Durum böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu kusur belirlemesine bağlı olarak davalı-davacı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle kocanın kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın B.'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının Ş.'a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.