Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı R……. S…….. vekilinin M…….. İ…….. S……..'ın diğer mirasçılarına karşı 12/3/2004 tarihinde açtığı davada, Şişli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/283 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan bir davayı takip edebilmek amacıyla miras şirketine mümessil atanmasını istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 640. madde hükmü gereğince atanan miras şirketi temsilcisi, özel kayyım yetkilerine sahip olup, tüm mirasçılar (tereke) adına tasarruf ve hareket eder. Miras şirketine mümessil tayinine ilişkin karar tüm mirasçıların hukukunu etkileyeceğinden davaya mirasçıların tamamının katılımının sağlanması gerekmektedir.Diğer taraftan, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesi hükmüne göre "Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez.Mahkemece, re'sen gözetilmesi gereken taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 27/11/2006 oybirliğiyle karar verildi.