Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16238 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 24366 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVACI-DAVALI :... DAVALI-DAVACI :...DAVA TÜRÜ :Karşılıklı BoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından karşı boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, karşılıklı açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı ( TMK m. 166/1) boşanma davasıdır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda erkeğin eşini duruşmada affetmesi ve erkeğin kısıtlı olup eylemlerinin iradi olmadığı gerekçesiyle her iki davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından kendi davasının reddi yönünden temyiz edilmiştir.Davalı-karşı davacı kadın dava dilekçesinde eşinin zihinsel özürlü olduğunu bu hastalığını kendisinden sakladığını beyan etmiş, davacı-karşı davalı erkek de zihinsel engelinin bulunduğunu beyan ederek .... Hastanesine ait 08.08.2011 tarihli özürlü sağlık kurulu raporunu sunmuştur. Bu raporda erkeğin hafif derecede mental retardasyonunun bulunduğu, %50 zihinsel özürlü olduğu belirtilmiştir. Bunun üzerine mahkemece Türk Medeni Kanununun 405. maddesi uyarınca erkeğin kısıtlanmasını gerektirir bir durumun varlığına yönelik değerlendirme yapılmak üzere sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunulmasına karar verilmiş, .... Hukuk Mahkemesinin 25.07.2013 tarih ve 2013/727 esas 2013/955 karar sayılı kararı ile davacı- karşı davalı erkeğin Türk Medeni Kanununun 405. maddesi uyarınca kısıtlanmasına, babası ...’in velayeti altına konulmasına karar verilmiş, iş bu karar 10.09.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesince aldırılan vesayete esas teşkil eden raporda hastalığın sürekli olduğu, akıl yeteneğinin akıllıca yaşam sürmesi için yeterli olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece de bu rapor uyarınca erkeğin hareketlerinin iradi olmadığı gerekçesiyle kadının karşı davasının reddine karar verilmiştir. Karardan sonra veli ..., vesayetin kaldırılmasını sulh hukuk mahkemesinden talep etmiş, Sulh Hukuk Mahkemesince davacı-karşı davalı erkek hakkında aldırılan ... hastanesinin raporunda vasi tayinin gerekmediğinin bildirilmesi üzerine 08.07.2014 tarihli ek karar ile vesayetin son bulduğunun tespitine karar verilmiştir.Dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce doğrudan doğruya (re’sen) gözönünde tutulur. Dosya içerisinde bulunan erkeğin kısıtlanmasına esas teşkil eden rapor ile Sulh Hukuk Mahkemesince aldırılan vesayetin kaldırılmasına esas teşkil eden rapor arasında çelişki mevcuttur. 2659 sayılı ... Kanununun 15.maddesinin (f) bendi "... dışındaki sağlık kuruluşlarının verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkiler ....incelenir ve kesin .../.. karara bağlanır" hükmünü getirmiştir. O halde, mahkemece, vesayet dosyası ile birlikte eldeki dava dosyası, alınan tüm sağlık kurul raporları ve varsa daha önceki tedavi evrakları ile birlikte ... gönderilerek, raporlar arasındaki çelişkinin... görüş alınmak suretiyle giderilmesi ve sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.