MAHKEMESİ :Ilgın Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :4.10.2012 NUMARASI :Esas no:2011/185 Karar no:2012/404Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından kocanın kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının, kocanın kabul edilen boşanma davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; tarafların 2009 yılından bu yana ayrı yaşadıkları, bu dava öncesinde davalı-davacı kadın tarafından Ilgın Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/403 esas - 2011/89 karar sayılı dosyasında boşanma davası açıldığı, tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek boşanma davasının kabulüne karar verildiği, daha sonra kadının karar düzeltme aşamasında 01.04.2010 tarihinde feragati nedeniyle davanın reddedildiği, bu suretle feragat tarihi öncesinde davalı kocadan kaynaklanan boşanmaya sebebiyet verir nitelikteki olayların davalı-davacı kadın tarafından affedildiği en azından hoşgörü ile karşıladığı anlaşılmaktadır. Toplanan delillerden feragat tarihinden sonra davacı-davalı kocanın sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşılmıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-davalı kocanın sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, davalı-davacı kadının da eşine vurduğu boşanmaya neden olan olaylarda sadakat yükümlülüğünü ihlal eden kocanın daha ziyade kusurlu olduğu görülmüştür. Durum böyle iken tarafların eşit kusurlu kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesi sonucu davalı-davacı kadının Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Velayette aslolan küçüğün yararıdır. İdrak çağında olan küçükler F.. ve K.. anneleri ile beraber kalmak istediklerini beyan etmişlerdir. Annenin dosya içesinde alınan sağlık kurulu raporuna göre hastalığının şifa halinde bulunduğu belirtilmiştir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. Avrupa Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri gereğince çocukların görüşleri de esas alınarak müşterek çocuklar Fatih ve Kevser'in velayetinin anneye verilmesi gerekirken babalarına verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle velayet, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden BOZULMASINA, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.