Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16195 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 18235 - Esas Yıl 2012





MAHKEMES İ :Çivril Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :28.03.2012NUMARASI :Esas no:2010/64 Karar no:2012/198Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından her üç dava yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 11.06.2013 günü temyiz eden davalı karşı davacı E.K.ve karşı taraf davacı karşı davalı Y.K.vekili Av. .geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadının davranışlarının sadakatsizlik olmayıp, güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2- Davalı-davacı kadın 14.12.2009 tarihli birleştirilen davası ile kendisi ve müşterek çocuk için nafaka talep etmiş (TK.md.197) nispi harcını da yatırmıştır. Boşanma davasının açılmasıyla birlikte, mahkemece: re'sen kadın ve müşterek çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmiştir (TMK md. 169). Mahkemece, Türk Medeni Kanunun 169.maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakası açılan boşanma davası kapsamında alınan geçici nitelikteki bir önlem olarak hakim tarafından yargılama sırasında kaldırılmadığı takdirde boşanma davasından verilen kararın kesinleşmesi ile sona erer. Oysa Türk Medeni Kanununu 197. maddesi uyarınca talep edilen nafaka bağımsız bir talep ve davanın konusu olarak, eşlerin ayrı yaşama durumunun devamı süresince geçerli olur. Bu bakımdan ; boşanma davası için verilen tedbir nafakası kadının bağımsız nafaka davası hakkında karar verilmesine engel teşkil etmeyip, davalı-karşı davacı kadının Türk Medeni Kanununun 197.maddesine dayanan bağımsız tedbir nafakası talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir (HMK. md. 26).3- Davalı-davacı kadın, 30.3.2011 tarihli birleştirilen davasında; müşterek hanede kalan ziynet eşyalarının aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde ise bedeli olan 8.000 TL’ye hükmedilmesini talep etmiştir. Toplanan delillerden; davalı-davacı kadının, davacı-davalı koca tarafından, ekmek yapma bahanesiyle kadının ailesinin yanına bırakıldığı ve bu sırada sürekli taktığı 3 bilezik dışında yanında başkaca bir ziynet eşyasının bulunmadığı hususu sabit olmuştur. Gerçekleşen bu durum karşısında, düğünde kadına takıldığı bilirkişi marifetiyle tespit edilen ve kadının babaevine bırakıldığında üzerinde bulunan üç bilezik dışındaki ziynet eşyalarının, müşterek hanede kaldığının ve bu sebeple üç bilezik dışında kalan ziynet eşyaları bakımından talebin kabulü gerekiren; ziynet eşyalarıyla ilgili davanın tümüyle reddi doğru olmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.