MAHKEMESİ :Adıyaman 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :17.5.2010NUMARASI :Esas no:2009/372 Karar no:2010/304Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve çeyiz eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1) Toplanan delillerden davacı tanığı anlatımında geçen ve boşanma sebebi olarak gösterilen olaylardan sonra evlilik birliğinin devam ettirildiği; bunun sonucu olarak davacı kocanın davalı eşinin bu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörüyle karşıladığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış olaylar nedeniyle boşanmaya karar verilemez. Aksine, toplanan delillerden davacı kocanın eşini babasının yanına göndermek suretiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı, böylece birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda bütünüyle davacı koca kusurludur.Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2) Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. 2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kadının harcını da yatırmak suretiyle çeyiz eşyası alacağına yönelik olarak usulünce açılmış bir dava veya karşı davasının bulunmadığının; düzenli ve sabit gelirinin bulunması nedeniyle davalı yararına tedbir nafakası verilmesi gerekmediğinin anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir.b-Yukarıda 1. bentte açıklandığı gibi, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, kusur bütünüyle davacı kocadadır. Davalı kadının kusurlu bir davranışı kanıtlanamamıştır. Boşanma hükmünün temyiz edilmemesi, gerekçedeki kusur belirlemesinin ayrıca temyiz edilmesine bir engel oluşturmaz. Davalı kadının maddi tazminat (TMK.m.174/1) isteği bulunmaktadır. Davalı kadın, daha fazla veya eşit kusuru bulunmadığı halde; mahkemece her iki tarafın eşit kusurlu olduğu ve bu nedenle Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesindeki maddi tazminat verilmesi koşullarının oluşmadığı kabul edilerek, bu kusur belirlemesine bağlı olarak davalı kadının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olup; bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b bentte gösterilen nedenlerle kusur belirlemesi ve buna bağlı maddi tazminata ilişkin bölümünün BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 2/a bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.