Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1607 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11719 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARIN:MAHKEMESİ : Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ : 09/02/2015Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından velayetler yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Mahkemece, tarafların ortak çocukları olan 12.08.2007 doğumlu Mısra Hilal ile, 3.3.2010 doğumlu B. N.'nın velayetleri "çocukların anneleri ile kalmakta olduğu, yaşları gereği annenin bakım ve gözetimine muhtaç oldukları, ayrıca sosyal hizmet uzmanının da çocukların anne yanında kalmasının uygun olacağı yönündeki raporu da dikkate alındığı gerekçesiyle davalı anneye bırakılmıştır.Mahkemece dinlenen davacı tanıkları, davalı kadının çocuklarına karşı ilgisiz olduğu, köylüsü olan tanıklara küçük çocuklarını bırakıp gece yarılarından sonra alkollü olarak döndüğü, çocuklarına şiddet uyguladığını ifade etmişlerdir. Sosyal hizmet uzmanı tarafından düzenlenen 25.12.2014 havale tarihli raporda ise özellikle çocuklardan Mısra Hilal'in annenin yanında kalmak istediğinin anlaşıldığı, çocukların anne ile iletişimlerinin olumlu, anne ile çocuklar arasındaki duygusal bağın çok güçlü olduğu, çocuklarına özenli bir şekilde bakabileceği belirtilerek, her iki çocuğun anneye verilmesi gerektiği yönünde görüş belirtilmiştir. Bu haliyle tanık beyanları ile rapor içeriği çelişki arzetmektedir. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlenmesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konudaki üstün yararı belirlenirken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verilebilecekti ise, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de aynı yönde vermesi gereken karar; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır. Yukarıda belirlenen ilkeler doğrultusunda somut olay incelendiğinde; psikolog, pedegog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan (4787 s.K. m. 5) müşterek çocukların anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu istenmeli, idrak çağında olan 2007 doğumlu Mısra Hilal'in ebeveynlerden hangisinın yanında kalmak istediği konusunda mahkemece görüşünün alınması, tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerden hangisi yanında kalmalarının çocukların üstün yararına olacağı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar nazara alınmadan, velayetle ilgili yazılı şekilde düzenlemeye gidilmesi isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.