Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16044 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18836 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet AlacağıTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, vekalet ücreti yönünden, davalı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, tazminatlar ve ziynet alacağına yönelik temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Davacı kadının boşanma davası kabul edilmiştir. Davada haklı çıkan ve kendisini vekille temsil ettiren yararına vekalet ücretine hükmolunur. Davacı vekilinin ilgili baro tarafından görevlendirilmiş bulunması vekalet ücreti takdir edilerek bunun hazineye verilmesini gerektirmez. Durum böyleyken; mahkemece boşanma davasının kabul edilmesi nedeniyle davacı kadın yararına hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin, davalıdan alınarak, hazineye gelir olarak kaydedilmesine şeklinde karar verilmesi doğru olmamıştır.3-Davacı kadın, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesini, bu mümkün olmazsa bedelinin ödenmesini talep etmiştir. Tefhim edilen kısa kararda ve hükümde ziynet isteminin kısmen kabulü ile 9.014 TL ziynet alacağının davalı erkekten tahsili ile davacı kadına ödenmesi şeklinde hüküm kurulmuş, ancak hangi ziynetlerin kabul edildiği ve hüküm altına alınan ziynetlerin cins, nitelik, miktar ve değerleri ayrı ayrı gösterilmemiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2.) fıkrasında; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerkeçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Gerek tefhim edilen ve zabıtla herlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı kadının ziynetler bakımından hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölemlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.