MAHKEMESİ :Mersin 3.Aile Mahkemesi TARİHİ :26.2.2008NUMARASI :Esas no:2006/1105 Karar no:2008/148Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 07.04.2009 günü temyiz eden davacı vekili Av. .... ile davalılar vekili Av. ...ve R. I. geldiler. Dahili davalı tebligata rağmen gelmedi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle, dava konusu taşınmazın davacı ile eşinin aile konutu olduğu hak sahibi olan davalı A. bu taşınmazını, eşinin rızası bulunmaksızın 4.10.2006 tarihinde diğer davalı M. devrettiği, M.da 11.10.2006 tarihinde davalı Döndü'ye devrettiği anlaşılmaktadır.Davacının talebiyle taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla, tapu kaydı üzerine Mersin 3.Aile Mahkemesinin 15.9.2006 tarihli kararıyla konulmuş bulunan ihtiyati tedbirin, davalı A. başvurusu üzerine aynı mahkemece 27.09.2006 tarihinde kaldırıldığı, davalı A., taşınmazı bundan sonra M.devrettiği aile konutunu devralan davalı M.; bunu kendisine devreden A. 2000 ve 2001 yıllarında eşi aleyhine açmış olduğu ve retle sonuçlanan boşanma davalarında, avukatı olarak vekalet görevini üstlendiği, 2002 yılında davacının açtığı nafaka davasında da, davalı vekili olarak aynı kişiyi temsil ettiği, taşınmazı M. devralan davalı D. de, bu meskenin bulunduğu apartmanda oturduğu ve davacı A. uzun süredir komşusu olduğu, konutta davacının oturduğunu ve eşlerin yaklaşık on senedir fiilen ayrı yaşadıklarını bildiği, toplanan deliller ve tanık beyanları ile davalı D. 16.3.2007 tarihli oturumdaki beyanı ile gerçekleşmiştir.Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz üzerinde hak sahibi olan eş davalı A. bu taşınmazı davalı M.devri, eşinin rızası bulunmadığından, bu rıza verilinceye kadar geçersizdir. (TMK.md.194/1) Davacının rızası bulunmamaktadır. Taşınmazın tapu kütüğünde aile konutu olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığına göre, devralan M. kazanımı ancak iyiniyetli olması halinde korunabilir. (TMK.md.1023) M., yapılan işlemin aile konutuyla ilgili ve işlemin tarafı olan A.da davacı ile evli olduğunu bildiği, bu bakımdan iyiniyetli olmadığı ve kazanımın korunamayacağı yukarıda açıklanan ve gerçekleşen olgular karşısında açık ve tartışmasızdır. O halde, M.üzerindeki tescil, yolsuz tescil niteliğindedir. (TMK.md.1024/2) Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. (TMK.md.1024/1) Taşınmazı davalı M. devralan davalı D.taşınmazın M. devrinin bağlayıcı bir işleme dayanmadığını bildiği de toplanan delillerle kanıtlanmıştır. Gerçekleşen bu fiili ve hukuki durum karşısında, davanın kabulü gerekirken reddi doğru bulunmamıştır.SONUÇ:Hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 625.00 Tl. vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık Olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.