Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15890 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 2521 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : Acıpayam Asliye Hukuk ( Aile ) MahkemesiTARİHİ : 10.11.2006 NUMARASI : Esas no: 2005/133 Karar no: 2006/478Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Davacı- karşılık davalı (kadın), dava dilekçesinde; davalı- karşılık davacının Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.' de hissesi bulunduğunu bu hisselerin yarısının kendisine ait 8 adet kalın raylı bilezik ve 40 adet çeyrek altının bozdurularak satın alındığını ileri sürerek, kocasına ait menkul kıymetlerin tasfiyesine ya da değerinin 1/2' sinin tazminine karar verilmesini istemiş, 09.05.2006 tarihli dilekçesinde; talep ettikleri ziynetlerin düğünde takıldığını, bunların davalı tarafından bozdurularak kendi adına Gedik Menkul Değerler' e yatırıldığını belirterek, bunların kendisine verilmesini talep etmiştir. 30.05.2006 tarihli dilekçede de, kocası tarafından bozdurulup, Gedik Menkul Değerler' e yatırılan ziynetlerinin aynen, olmadığı takdirde ise karar tarihindeki bedelinin iadesini istemiştir. 30.05.2006 tarihli dilekçedeki bu beyan karşısında davacı vekilinin bundan önceki 10.05.2006 tarihli oturumdaki beyanı, ziynetlere ilişkin isteği ortadan kaldırıcı nitelikte değildir. Buna göre davacı- karşılık davalının talebi ziynetlerinin aynen, olmazsa bedelinin tahsili isteğine ilişkindir. Toplanan delillerden davacı- karşılık davalıya ait ziynetlerin davalı- karşılık davacı (koca) tarafından bozdurularak sarf edildiği anlaşılmaktadır. Bu ziynetlerin davalı- karşılık davacıya iade edilmemek üzere verildiğine ilişkin bir delil de bulunmadığına göre, davacı- karşılık davalının ziynetlere ilişkin isteğinin kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.3- Davacı- karşılık davalının edinilmiş mallara katılma rejiminden doğan, katılma alacağının tahsiline yönelik Türk Medeni Kanununun 236 ve 239. maddelerine dayalı bir talebi bulunmadığı halde, bu hususta kesin hüküm oluşturacak şekilde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 4- Davacı- karşılık davalı (kadın)' ın çalışmakta iken davanın devamı sırasında 30.10.2005 tarihinde kendi isteği ile işinden ayrıldığı anlaşılmaktadır. Dava açıldıktan sonra kendi isteği ile işinden ayrıldığına göre davacı- karşılık davalının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarda 2. 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin yukarda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.