MAHKEMESİ :Koçarlı Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :14.07.2011 NUMARASI :Esas no:2010/69 Karar no:2011/134Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ziynet alacağı ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı kocanın ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hakim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusur bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Açıklanan ilkeler gözetildiğinde davacı-davalı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı orantısız ve çoktur. Daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.3-Boşanma davası içinde istenen ve hüküm altına alınan manevi tazminat boşanmanın eki niteliğinde sayıldığından boşanma hükmünün kesinleşmesi ile ödenir hale gelir. Faizin başlangıç tarihinin de bu tarih olması gerekir. Davacı-davalı kadın yararına hüküm altına alınan manevi tazminata dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.4-Davacı-davalı kadın ziynet eşyalarının 1988’de satılıp eşi tarafından araba alındığından bahisle aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin kendine ödenmesini talep etmiştir. Davacı-davalı kadının delil listesinde gösterilen ve dinlenen tanık beyanları ile ziynetlerin koca tarafından bozdurulduğu kanıtlanamamıştır. Davacı-davalının delil listesinde ismi bildirilmeyen tanık F.K.’ın beyanı hükme esas alınamaz. Mahkemece davacı-davalı kadının yemin deliline dayandığı da nazara alınarak yemin hakkının hatırlatılması ve sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden E.'ye yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran E.'e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.