Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15647 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15946 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Velayetin KaldırılmasıTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemenin ilk bozma ilamı sonrası vermiş olduğu 05.06.2014 tarihli hüküm Dairemiz tarafından usulüne uygun şekilde bir ön inceleme duruşması yapılmadığı ve tahkikat aşamasına geçildiğinin taraflara bildirilmediği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde davalı anne usulüne uygun bir şekilde ön inceleme duruşmasına davet edilmemiştir.Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresinin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır (Teb.K. m. 10). Açıklanan yasal düzenlemelere göre, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde tebligat yapılabilmesi için, bilinen en son adresinin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya bu adreste tebligatın yapılamamış olması şarttır. Davalı annenin 14.01.2015 tarihli bozma ilamından önceki bilinen en son adresi olan "...", annenin aynı zamanda adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresidir. Ön inceleme duruşma günün?? bildirir davetiyenin, davalının bu adresine öncelikle Tebligat Kanununun 21/1. maddesi uyarınca tebliğe çıkarılması, yapılamaması halinde Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi gerekirken, doğrudan Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi tebligatı usulsüz kılmıştır. Davalının yokluğunda ön inceleme duruşması yapılıp, aynı celse tahkikat aşamasına geçilmiştir. Davalının ön inceleme ve tahkikat duruşmasına usulüne uygun davet edilmeden hüküm kurulması, davalının hukuki dinlenilme hakkını (HMK m.27) zedeleyen önemli bir usul hatası olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.2-Davacı amca; velayet sahibi annenin, çocuklara ilgisiz olduğunu, okula göndermediğini, üvey babayla yaşamak zorunda kadıklarını iddia ederek, "dava konusu küçüklerin velayetlerinin anneden kaldırılarak çocuklara vasi tayin edilmesini" talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. .../...Dosya kapsamından; 12.08.2002 doğumlu Duygu, 10.09.2003 doğumlu Ziya, 03.08.2005 doğumlu ...evlilik dışında doğduğu, velayetlerinin davalı annede bulunduğu (TMK m. 337/1), çocukların dava dışı baba tarafından tanındığı ve babanın 15.04.2012 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK m. 33). Davacının talebi velayetin kaldırılmasına ilişkindir. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir."Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin ...." göre, çocukları ilgilendiren davalarda, iç hukuk gereğince, çocuklarla velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışmasının söz konusu olması halinde çocukların, adli merci önündeki kendisini ilgilendiren davalarda bir temsilci atanmasını ön sorun görmektedir (Söz. m. 4). Çocuklar ile velayet sorumluluğuna sahip olan anne arasında çıkar çatışmasının bulunduğu nazara alınarak çocukarı davada temsil etmek üzere temsil kayyım atanması için (TMK m. 426/2) yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması, atanacak temsil kayımın duruşmaya çağrılması, göstermeleri halinde tarafların ve kayyımın delillerinin tapınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik hasım ve eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer bölümlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.