Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1561 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15155 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Bakırköy 2. Aile MahkemesiTARİHİ :19.04.2012 NUMARASI :Esas no: 2010/914 Karar no:2012/376Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından tamamına yönelik olarak; davalı tarafından ise, nafaka ve şahsi ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle, kanuna uygun sebeplerle ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların davalı eş ve çocuklar yararına Türk Medeni Kanunun 169. maddesi çerçevesinde takdir edilen tedbir nafakasının miktarına ilişkin temyiz itirazları yersizdir.2-Tarafların diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarına gelince;a-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacının eşine fiziki şiddet uyguladığı ve evlilik birliğine ilişkin görevlerini ihmal ettiği anlaşılmakta ise de, davalının da, münakaşaları sırasında kocasına “pis, kokmuş, adi, köpek” şeklinde sözler söyleyerek hakaret ettiği gerçekleşmiştir. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylara göre, bu sonuca ulaşılmasında davacı ağır kusurlu ise de, davalı da kusurludur. Davalının davaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında kadın ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamış, Türk Medeni Kanununu 166/2. maddesi şartları oluşmuştur. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine, boşanmaya (TMK.md.166/2) karar verilecek yerde, davanın reddi doğru bulunmamıştır.b-Davalı tarafından, boşanma davasından önce 20.09.2010 tarihinde Niğde 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayanılarak bağımsız nafaka davası açıldığı, sözü edilen 2010/671 esas sayılı nafaka davasının, boşanma davasıyla birleştirilmesine karar verildiği, bu durumun da 14.12.2011 tarihli yazısıyla birleştirme kararı veren mahkemece, boşanma davasının görüldüğü mahkemeye bildirildiği görülmektedir. Nafaka davasında verilen birleştirme kararının kesinleşip kesinleşmediği ilgili mahkemeden sorulup, kesinleşmiş ise, eldeki dosya içine alınması, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu hususun nazara alınmaması da doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.maddenin (a) ve (b) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.