Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15403 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4776 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Malatya l. Aile MahkemesiTARİHİ :10.12.2013 NUMARASI :Esas no:2012/645 Karar no:2013/908 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından hükmün tamamı ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından süresi içinde sunulan delil listesinde üç tanık ismi ve adresi bildirilmiş, tahkikatın ilk duruşmasında davacının iki tanığı dinlenilmiş, diğer tanık Yasemin adına çıkartılan davetiye bila tebliğ iade edilmiş, tanık da duruşmaya gelmemiştir. Mahkemece tanığın 17.9.2013 tarihli duruşmaya zorla getirilmesi için kolluk birimine müzekkere yazılmış, müzekkereye, adresinin kapalı olduğundan bahisle tanığın hazır edilemediği şeklinde olumsuz yanıt verilmiştir. 17.9.2013 tarihli duruşmaya ise davacı vekili mesleki mazeret bildirir dilekçe ibraz etmiş, davacı vekilinin mazeretinin kabulüne ve tanık Yasemin hakkında yeniden zorla getirme müzekkeresi yazılmasına karar verilerek duruşma 10.12.2013 tarihine talik edilmiştir. Davacı vekili celse arasında mahkemeye sunduğu dilekçede tanığı Yasemin'in Konya'ya taşındığını beyanla, yeni adresini bildirmiş, bu tanığın talimatla dinlenilmesini talep etmiş, davacı vekili bu talebini duruşmada da tekrarlamıştır. Mahkeme, 10.12.2013 tarihli celsede "aradan geçen süre ve dosya kapsamı göz önüne alınarak, kalan davacı tanığı Yasemin'in dinlenilmesine yer olmadığına" şeklinde ara karar tesis ederek, aynı celse yargılamayı sonlandırmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 241. maddesine göre " mahkemece gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edinildiği takdirde geri kalanların dinlenilmemesine karar verilebilir. Ne var ki, madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, bu madde davayı uzatma niyetiyle hareket etmek isteyen tarafın bu konudaki çabalarını önleme yolunda mahkemeye tanınmış bir imkan olup, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 240/2. maddesinde tanıkların hangi vakıa hakkında dinleneceklerini açıklama görevinin tanığı gösteren tarafa yüklenmiş olduğu da dikkate alınarak, taraflarca tanık listesinde gösterilen tanıkların bir kısmının dinlenmesiyle yeterli derecede sonuç alınmış ise, diğerlerinin dinlenmesinden vazgeçilmiş sayılmasına karar verilecektir. Ne var ki, davacı tanığı Yasemin'in dinlenilememesinin davacı tarafın davayı uzatma amacıyla hareket etmesi neticesinde ortaya çıktığını gösterir herhangi bir delil ve emare bulunmadığı gibi, davacı vekilince, tanığın adres değişikliği, mazeretinin kabul edildiği duruşmadan sonra celse arasında bildirilmiştir. Bu durum karşısında davacı tarafın yeni adresini bildirdiği tanığı dinlenilmeden hüküm kurulması hukuki dinlenilme hakkına (HMK md. 27) aykrılık oluşturmaktadır. Öyleyse, tanık Yasemin'in bildirilen yeni adresi itibari ile mahal mahkemesine talimat yazılmak sureti ile bu tanığın da beyanları tespit edildikten sonra gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.