Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15376 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 15079 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :24.9.2008 NUMARASI :Esas no:2004/2350 Karar no:2008/953Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün kusur belirlemesi, manevi tazminat, nafakalar, katkı payı alacağı ve faiz yönünden temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 21.6.2010 gününde tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanmaya neden olan olaylarda eşine şiddet uygulayan birlik görevlerini yerine getirmeyen ve sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davalı kocanın tamamen kusurlu bulunmasına, delil ibrazı için davalı kocaya ikinci kez süre verilmesine rağmen, süresi içerisinde tanıklarını bildirmediğinin anlaşılmasına, davalı kocanın, boşanma davasının kabulü yönünde oluşan hükmü, temyiz kapsamı dışında tutarak bu yön kesinleştiğinden katkı payına yönelik talebin incelenebilir duruma gelmiş olmasına, davacı kadının katkı payı alacağına yönelik faiz talebinin bulunmamasına ve 4.8.2004 tarihli tensip ara kararı ile tarafların müşterek çocuğu Vayde lehine verilen tedbir nafakasının ergin olduğu tarihe kadar devam edeceğinin tabi olmasına göre davalı kocanın tüm, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Davacı kadının istemiş olduğu manevi tazminat talebiyle ilgili olarak kısa kararda reddine karar verildiği halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bu konuda bir karar verilmeyerek, kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli karardaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA, bu bentteki bozma sebebine göre davacının manevi tazminatın miktarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ve incelenmeyen yönler haricindeki kısımlarının ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeplerle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.