MAHKEMESİ:Gümüşhane Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :13.11.2012NUMARASI :Esas no:2009/268 Karar no:2012/528Taraflar arasındaki "tedbir nafakası" ve "boşanma" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (kadın) tarafından; kusur belirlemesi, yararına hükmedilen nafakaların miktarı ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden, temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı (kadın)'ın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Davacı-davalı (kadın) yararına; yargılama sırasında 25.02.2010 tarihinde dünyaya gelen ve velayeti anneye verilen ortak çocuk M. S. için doğum tarihinden boşanma/velayet hükmünün kasinleşmesine kadar Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca uygun miktarda tedbir nafakası, kesinleşmeden itibaren de iştirak nafakası (TMK.md.182/2) takdiri gerekirken; bu hususlarda hüküm tesis edilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar aynı oranda kusurlu kabul edilmişler ve buna bağlı olarak davacı-davalı (kadın)'ın manevi tazminat talebi reddedilmiştir. Ne var ki; yapılan tahkikat ve toplanan delillerden; davacı-davalı kadının boşanmaya sebep olabilecek nitelikte bir kusurlu davranışı usulünce kanıtlanamadığı halde "kocasının aşağıladığı" gerekçesiyle kusur yüklenmesi doğru değildir. Buna karşılık mahkemenin de sabit kabul ettiği gibi, davalı-davacı (koca)'nın eşine fiziksel şiddet uyguladığı, eşinin doğumu ile eşi ve çocuklarının geçim ve bakımıyla ilgili birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun tamamen davalı-davacı (koca)'da olduğunun kabulü gerekir. Durum böyleyken; davacı-davalı (kadın)'ın kocasıyla eşit kusurlu bulunması doğru olmadığı gibi; kusuru bulunmayan kadının manevi tazminat (TMK.m.174/2) talep etmesine yasal engel bulunmadığı halde, bu talebinin reddine karar verilmesi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda (2) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinni ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.