Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15152 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 20253 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ:Kiraz Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :27.07.2011NUMARASI:Esas no: 2010/74 Karar no:2011/166Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından; kabul edilen davasında davalı-davacı kocaya vekalet ücreti verilmesi, reddedilen kocanın davası nedeniyle kendisi lehine vekalet ücreti verilmemesi yönünden; davalı-davacı koca tarafından ise reddedilen kendi davası ile kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Davalı-davacı kocanın temyiz itirazlarının incelenmesinde;a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kocanın birleşen boşanma davasında, kadına yönelik bir kusurlu davranış kanıtlanamadığından, bu davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına; davacı-davalı kadının davasında ise kocanın tamamen kusurlu bulunmasına göre; davalı-davacı kocanın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Toplanan delillerden, davalı-davacı kocanın birlik görevlerini yerine getirmekten kaçınmak için eşini kızının yanına bırakıp bir daha ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Davalı-davacı kocaya yönelik başkaca bir kusur kanıtlanmamıştır. Tehdit içermediğinden kocanın eşine anlaşmalı boşanmayı sağlamak için birlikte dilekçe imzalanmasını istemesi boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Bu durumda; kadının kabul edilen boşanma davasındaki davalı kocanın kusuru, sadece açıklanan “birlik görevini yerine getirmekten kaçınmak için eşini kızının evine bırakması” olayından ibarettir. Kocanın belirtilen bu kusurlu davranışı ise, davacı-davalı kadının kişilik haklarına saldırı olarak nitelenemez. O halde, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları oluşmadığından; davacı-davalı kadının manevi tazminat isteminin reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir. c-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.2-Davacı-davalı kadının temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince;Boşanma davalarında vekalet ücreti davanın kabul veya ret durumuna göre takdir edilir. Boşanmanın fer’i (eki) olan nafaka ve tazminat taleplerinin reddi veya kabulü nedeniyle yine boşanmadaki tarafların kusur derecelerine göre ayrıca vekalet ücretine hükmedilemez. Durum böyleyken, kadının kabul edilen davasında davalı-davacı koca yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, kocanın birleşen boşanma davasının reddine karar verildiği halde, kendisini vekille temsil ettiren davacı-davalı kadın yararına bu dava nedeniyle de ayrıca karar tarihinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretine hükmedilmemesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davacı-davalı kadın; yukarıda 1/b ve 1/c bentlerinde gösterilen sebeplerle de davalı-davacı koca yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise yukarıda 1/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.