Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15070 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 10931 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :Gölbaşı-Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ :4.3.2010NUMARASI :Esas no:2009/74 Karar no:2010/134Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.İsmail Nar isimli çocuk, 16.8.1992 doğumlu olup, nüfusa Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun bildirimiyle 16.8.2000 tarihinde “bulunmuş çocuk” olarak tescil edilmiştir. Davacılar Seyfettin ve Aysel, bu çocuğun kendi nüfuslarında “müşterek çocukları” olarak kayıtlı olan 25.1.1989 doğumlu “Gökhan” ile aynı kişi olduğunu ileri sürerek, İsmail Nar isimli çocuğun kendi çocukları olduğunun tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Davada husumet, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna yöneltilmiştir. Mahkemece; İsmail'ın, Gökhan ile aynı kişi ve davacıların müşterek çocuğu olduğunun tespitine karar verilmiş, kararı davalı kurum temyiz etmiştir. Nüfusa “bulunmuş çocuk” olarak kaydedilmiş olan bir kişinin, kaydındaki “ana ve baba” adı ve soyadı, tescili yapan nüfus müdürlüğünce verildiğinden, bir soybağı ilişkisini göstermez. (5490 s. NHK. m.19/2) Davacılar, “bulunmuş cocuk” olarak kaydedilmiş olan İsmail 'ın kendi çocukları olduğunun tespitini istediklerine göre, dava sonucunda bu yönde verilecek bir tespit hükmü, bulunmuş çocuğun anasının kim olduğunu ve baba ile de soybağını belirleyecektir. Bulunmuş çocuğun soybağının belli olması halinde ise, kişisel durumdaki bu değişikliğin kütüğe işlenmesi gerekecektir. (TMK. m.42) Aynı çocuğun, davacıların hanesinde “müşterek çocukları” olarak kayıtlı olan Gökhan ile aynı kişi olduğunun tespiti; davacılarla, “bulunmuş çocuk” arasındaki bağ belirlendikten sonra araştırılacak bir husustur. Bu nedenle, dava sonucunda verilecek tespit hükmü, nüfus hizmetlerini yürüten ve resmi sicili tutan nüfus idaresini de ilgilendirmektedir. Öyleyse, davada husumetin nüfus idaresine de yöneltilmesi, göstermesi halinde onun delillerinin de toplanması zorunludur. İsmail Nar ismiyle nüfusta “tek kişi” olarak kayıtlı olan çocuk 16.8.1992, davacıların müşterek çocukları olarak kayıtlı olan Gökhan ise 25.1.1989 doğumludur. İsmail Nar isimli çocuk dava tarihinde ergin değilse de hükümden sonra 16.8.2010 tarihinde ergin olmuştur. Dosyadaki belgelerden ve sosyal inceleme raporundaki bilgilerden, bu çocuğun “zihinsel özürlü” olduğu anlaşılmaktadır. Bu çocuk davada temsil edilmemiştir. Davacıların “müşterek çocuğu” olarak kayıtlı olan Gökhanla aynı kişi olsa dahi, çocuğun davada yer alması zorunludur. Öyleyse bu çocuğun vesayet altına alınması ve kendisine vasi atanması için mahkemece yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulmalı, vasi atanmasına kadar yargılama bekletilmeli, vasi atandığında, vasinin duruşmaya iştiraki sağlanmalı, yukarıdaki parağrafta ve burada belirtilen husumet eksikliği bu şekilde giderilmeli; bundan sonra “bulunmuş çocuk” olarak nüfusa kaydedilmiş olan İsmail Nar'ın ve davacıların kan ve doku örnekleri alınarak çocuğun kan ve doku örnekleriyle karşılaştırılmalı, “İsmail Nar” isimli çocuğun, davacıların hanelerinde kayıtlı Gökhan olup olmadığı tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirlenmeli; Gökhan isimli çocuğun askerlik durumu şübesinden sorulmalı, varsa bu çocuğun ilköğretimiyle ilgili bilgiler davacılardan sorulup araştırılmalı, doğum tarihlerindeki farklılık gözetilerek, Gökhan'ın kemik yaşı tıbben belirlenerek nüfusta kayıtlı doğum tarihi denetlenmeli, “İsmail ” isimli çocuğun doğumundan sekiz yıl sonra nüfusa “bulunmuş çocuk” olarak tescili sırasında doğum tarihin tespiti için resmi sağlık kurulu raporu alınıp alınmadığı nüfus idaresinden sorulmalı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esiregeme Kurumundaki şahsi dosyasında yer alan bilgiler ile tüm deliller birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan yönler gözetilmeden eksik hasım ve eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzereoybirliğiyle karar verildi.