Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1497 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 22503 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiDAVA TÜRÜ : BoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece, davalı kadının boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı kadına mahkemece yüklenen kusurlu davranışlarının yanında, davacı erkeğin de, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, eşine zaman zaman fiziksel şiddet uyguladığı, bağımsız konut sağlamadığı, eşini istemediğini söylediği anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen kusurlu eylemleri dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında iki tarafta kusurlu olmakla birlikte, davacı erkeğin daha fazla kusurlu olduğu, gelişen bu olaylar karşısında, evliliğin devamında taraflar bakımından yarar kalmadığı ve Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleşmiş olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken, mahkemece davalı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda daha fazla kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de; davalı kadının da az da olsa kusurlu bulunduğu anlaşılmakla, boşanma kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, davalı kadının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilmek sureti ile onanmasına karar verilmesi gerekmiş (HUMK m. 438/son) ve davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Yukarıda 1. bentte belirtildiği üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi uyarınca uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi doğru bulunmamıştır.3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.