Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14731 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25255 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :İstanbul 13. Aile MahkemesiTARİHİ :27.06.2013NUMARASI :Esas no: 2010/82 Karar no:2013/441 Taraflar arasındaki "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, reddedilen kendi tazminat talepleri, nafakalar, velayet ve reddedilen ziynet eşya alacağı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.06.2014 günü temyiz eden davalı-karşı davacı B.. D.. vekili Av. S. B.. Savucu ve karşı taraf davacı-karşı davalı S.. D.. vekili Av. Y .Y.geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kocanın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olmasının yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK.md. 174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Davalı-davacı kocanın, bağımsız konut açmaması, tek başına davacı-davalı kadının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemez. Manevi tazminata hükınedilmesini gerektirecek başka bir olayın varlığı da kanıtlanmamıştır. Salt boşanmış olmak ya da bunun sebebiyet verdiği üzüntü manevi tazminatı gerektirmez. Öyleyse, davacı-davalı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekir. Bu husus nazara alınmadan kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. 3-Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK md. 33). Davalı-davacı kocanın ziynetlere ilişkin alacak istemi bağıştan rücu (e.B.K.244, 6908 s. TBK.md.295) niteliğinde olup, Borçlar Kanunununa dayanmaktadır. Talep, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine İlişkin 4787 sayılı Kanunun 4. maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden olmayıp; Asliye Hukuk mahkemesi görevlidir. Ka kamu düzenine İlişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Bu bakımdan, davalı-davacı kocanın bu talebi ile ilgili olarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için taktir olunan 1.100,00 TL. vekalet ücretinin Seda'dan alınıp Barış'a verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.