Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14613 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 17489 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ :Bakırköy 6. Aile MahkemesiTARİHİ :25.05.2011 NUMARASI :Esas no:2009/630 Karar no:2011/433Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (koca) tarafından kusur belirlemesi, kendi manevi tazminat isteği ve çocuk için takdir edilen iştirak nafakasının miktarı yönünden; davalı (kadın) tarafından ise kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk için yargılama sırasında ara kararı ile tedbir nafakası takdir edildiğine göre, nihai hükümde belirlenen iştirak nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren geçerli olacağının tabi bulunmasına göre davacının tüm, davalının ise yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Davalının diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarına gelince;a) Mahkemece "taraflar eşit kusurlu" kabul edilerek boşanmalarına karar verilmiş, davalının maddi ve manevi tazminat istekleri bu sebeple reddedilmiştir. Davalı, hükmün boşanmaya ilişkin bölümünü temyiz etmemekle beraber, boşanmada "kusurlu" kabul edilmesine ilişkin gerekçeyi temyiz ederek, hükme karşı çıktığına göre boşanma bakımından kabul edilen kusur, davalı aleyhine kesinleşmiş sayılamaz ve tazminatlar bakımından bağlayıcı olmaz. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacının aşırı kıskanç tutum ve tavırlar gösterdiği, davalıyı sürekli olarak takip ve kontrol altında tutarak manevi baskı altına aldığı ve son olarak da iş yerinde eşine fiziki şiddet uyguladığı, davalının ise kocasına ait eşyaları valize koyup kapı önüne bıraktığı ve evin kilidini değiştirdiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre davacı davalıya göre daha fazla kusurludur. Hal böyleyken davalının davacıyla "eşit kusurlu" kabul edilmesi ve manevi tazminat isteğinin bu sebeple reddedilmesi doğru bulunmamıştır. b)Davalı, 22.10.2009 tarihli cevap dilekçesinde 50.000 TL. maddi tazminat talep etmiş, bu talebini dilekçesinin ikinci paragrafında sayılan ziynetlerinin ve nakit paranın davacı tarafından elinden alınmış olmasına ve bankadan çekilen kredi borcunu, davacının ödemeyip kendisi tarafından ödenmiş olmasına dayandırmıştır. Sonradan verilen 21.04.2011 tarihli dilekçede ise, "boşanma yüzünden uğradığı ve uğrayacağı maddi zarar ve ziyan" karşılığı olarak 50.000 TL. maddi tazminat istendiği bildirilmiş, temyiz dilekçesinde ise, dördüncü paragrafta "bankadan çekilen kredi borcunun davalı tarafından ödendiği ve 30.000 TL. tutarındaki ziynet eşyası ve nakit paranın davacı tarafından davalının elinden alındığı sabit olmasına karşın bu yöndeki maddi tazminat isteğinin reddine" karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan söz edilmiştir. Bu halde, davalının maddi tazminat isteğinin hangi sebebe istinat ettiği hususunda duraksama mevcut ve isteğin sebebi belirsizdir. Uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, hakim maddi veya hukuki açıdan belirsiz veya çelişkili gördüğü hususlar hakkında taraflardan açıklama isteyebilir (6100 s.HMK.md.31/1). Öyleyse davalı veya vekilinden, maddi tazminatın hangi maddi veya hukuki sebebe istinat ettiği konusunda açıklama istenmesi, yapılacak açıklamaya göre talebin nitelendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. Bu husus gözetilmeden hüküm tesisi doğru görülmemiştirSONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. maddenin (a) ve (b) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcını yatıran davalıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.