MAHKEMESİ :İzmir 1. Aile MahnkemesiTARİHİ :25.05.2011 NUMARASI :Esas no:2010/993 Karar no:2011/520Taraflar arasındaki boşanma ve karşı boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından, kocanın kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Davacı-karşı davalı tarafından 12.05.2003 tarihinde açılan boşanma davası, kocanın eşine şiddet uygulaması ve hakaret etmesi nedeniyle kusurlu bulunarak reddedilmiş, karar 02.03.2007'de kesinleşmiştir. Bu tarihten sonra taraflar biraraya gelmediği gibi, davalı kadından kaynaklanan kusurlu bir hareket ispatlanamamıştır. Boşanmaya neden olaylarda, eşine şiddet uygulayıp hakaret eden davacı koca tam kusurludur. a)Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. b)Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.3-Mahkemece davalı-davacı kadın yoksulluğa düşeceğini ispatlayamadığı gerekçesiyle kadının bu talebi reddedilmiş ise de; mahkemece yaptırılan araştırmaya göre kadının çalışmadığı ve herhangi bir geliri olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı kadın lehine Türk Medeni Kanununun 175. maddesindeki yoksulluk nafakası şartları oluştuğu halde bu talebin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/a, 2/b ve 3. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan kısımlarının yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.