Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14222 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 18280 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ :Fethiye 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :26.1.2011NUMARASI :Esas no:2008/30 Karar no:2011/73Taraflar arasındaki boşanma davaları ile nafaka davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından; eşya ve ziynetlerle ve birleşen nafaka davasıyla ilgili vekalet ücretleri yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından da, kocanın boşanma davası, birleşen nafaka davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle, davacı-davalı (koca) tarafından eşyalara ilişkin harcı verilerek açılmış bir dava bulunmadığına göre, bununla ilgili lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı-davacı (kadın)'ın ziynetlere ilişkin talebi hakkında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409. maddesi gereğince "peşin karar ve ilam harcı yatırılmamış" olmasına dayalı olarak işlemden kaldırma kararı verilmiş olup, usulün 409. maddesinde gösterilen süre zarfında harcın ödenmesi durumunda davaya devam edilmesinin imkan dahilinde bulunması (Harçlar K.m.30) karşısında, bu taleple ilgili davacı-davalı (koca) yararına vekalet ücreti tayin edilmemesinde de bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı-davalı (koca)'nın bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Davalı-davacı (kadın)'ın temyiz itirazlarına gelince;a-Mahkemece; "davalı-davacı (kadın)'ın kusurlu tutum ve davranışları sonucu evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı" kabul edilerek her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-davacı (kadın)'ın sık sık ortak konutu terketmek suretiyle birlik görevlerini yerine getirmediği, kocasının giysilerini keserek kullanılamaz hale getirdiği ve ortak konutu kilitleyip kocasının girmesine mani olduğu sabit ise de; davacı-davalı (koca)'nın da eşine fiziksel şiddet uyguladığı, silahla tehdit ettiği ve hakarette bulunduğu, bu eylemlerinden dolayı hakkında kovuşturma yapıldığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylara göre, davacı-davalı (koca) boşanmada, diğer tarafa göre daha fazla kusurludur. Kadın da boşanma davası açarak boşanmayı talep ettiğine göre, kadının, kocanın boşanma davasına itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında davalı kadın bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamış, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi şartları kocanın davası bakımından oluşmuştur. Bu itibarla, kadının, kocanın boşanma davasının reddi gerektiği yönündeki temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde görülmemiş, kocanın davasının kabulü bu sebeple sonucu itibariyle doğru bulunmuş, davalı-davacının aşağıdaki bentlerin dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.b-Yukarıda (a) bendinde açıklanan sebeplerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı (koca) daha fazla kusurludur. Boşanma yüzünden mevcut menfaatleri zedelenen davalı-davacı (kadın) yararına Türk Medeni Kanununnu 174/1. maddesi gereğince uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemişti c-Kocanın gerçekleşen ve boşanma sebebi olan eylemleri kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup, boşanmada az kusurlu olan davalı-davacı (kadın) yararına Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi gereğince uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekirken, bu isteğin reddi de isabetli bulunmamıştır.d-Boşanmada az kusurlu olan davalı-davacı (kadın)'ın boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleştiğine göre yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamıştır.e-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle, davalı-davacı (kadın)'ın ayrı yaşamakta ve nafaka talep etmekte haklı olduğu gerçekleşmiştir. Öyleyse kadının boşanma davalarından önce 5.12.2007 tarihinde açmış olduğu boşanma davalarıyla birleştirilerek görülen nafaka davasının kabulü ile kadın lehine bu davanın açıldığı tarihten geçerli olacak şekilde uygun miktarda tedbir nafakası (TMK.m.197/2-3) takdiri gerekirken, birleştirilen nafaka davasının reddi doğru görülmemiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. maddenin (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, (e) bendinde gösterilen bozma sebebine göre kocanın, davalı-davacı (kadın)'ın birleşen nafaka davasıyla ilgili vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, davalı-davacı (kadın)'ın, kocanın boşanma davasına ilişkin temyiz itirazlarının yukarıda 2. maddenin (a) bendinde gösterilen sebeple reddi ile boşanma hükmünün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, davacı-davalı (koca)'nın temyiz itirazlarının ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, aşağıda yazılı harcın C.e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,istek halinde temyiz peşin harcının yatıran E.ya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.