MAHKEMESİ :Ankara 2. Aile MahkemesiTARİHİ :15.06.2011NUMARASI :Esas no:2010/952 Karar no:2011/904Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadının kabul edilen, davalı-karşı davacı kocanın reddedilen boşanma davaları ile kadının kabul edilen ziynet alacağı talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı kadın ziynet eşyalarıyla ilgili alacak davasında 2 adet 7 gram 14 ayar yüzük için talepte bulunduğu ve bilirkişi raporunda da bu talep doğrulandığı halde tefhim olunan kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bu ziynetler yerine 2 adet 7 gram 14 ayar bileziğin aynen iadesine karar verilmesinin maddi yazım hatasına dayandığının; kararda 2 adet 7 gram 14 ayar olarak tanımlanan ziynetlerin ise "bilezik" olmayıp talep edildiği gibi "yüzük" niteliğinde ziynet olduğunun ve bu maddi hatanın yerel mahkemesince mahallinde düzeltilebilmesinin mümkün olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre davalı- karşı davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazları yersizdir.2-Yapılan yargılama ve toplanan delillerden eşlerin 19.11.2009 tarihinden beri ayrı yaşadıkları hususunda ihtilaf yoktur. Davalı-karşı davacı koca 22.04.2010 tarihinde ihtar isteğinde bulunmuş, mahkemenin ihtar kararı davacı-karşı davalı kadına 22.05.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. Gönderilen ihtarın yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. İhtar kararının tebliğ edilmesinden sonra kadının 07.07.2010 tarihinde Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı olarak kocanın da 27.07.2010 tarihinde terke dayalı karşı boşanma davası açtıkları anlaşılmaktadır. Fiili ayrılığa neden olan olayların niteliği ve fiili ayrılığın süresi gözönüne alındığında davalı- karşı davacı kocanın terk ihtarı çekmesinde iyiniyet (TMK. md. 2) kurallarına aykırı hareket etmiş olduğundan söz edilemez. Buna karşılık kadının ihtar kararını aldıktan sonra Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesine dayalı bu davayı açması ihtarı etkisiz bırakmaya yönelik olup, iyiniyet kurallarına aykırıdır. Bu nedenle davacı- karşı davalı kadının açtığı boşanma davasının kadına ihtara uymama hakkını verdiği söylenemez. Davacı- karşı davalı kadın ortak konuta dönmemekte haklılığını ispat edememiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında; mahkemece kadının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı davasının reddi, kocanın terke dayalı karşı davasının kabulüyle boşanmaya karar verilmesi gerekirken; tarafların boşanma davaları hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan ziynet alacağına yönelik bölümünün yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.