MAHKEMESİ :Sındırgı Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :27.09.2012 NUMARASI :Esas no:2011/59 Karar no:2012/162Taraflar arasındaki "boşanma" ve birleştirilen "tedbir nafakası" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından, kadının birleştirilen tedbir nafakası nedeniyle kendisine vekalet ücreti verilmemesi yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Davacı-davalı kocanın Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanan boşanma davası ile davalı-davacı kadının Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı tedbir nafakası davası boşanma davası dosyası üzerinden birleştirilmiş; mahkemece kocanın boşanma davası kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş, kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri ve birleştirilen tedbir nafakası davasının reddine karar verilmiştir. Kocanın Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı olarak 15.06.2005 tarihinde açtığı boşanma davası kadının kusurlu davranışının koca tarafından affedildiği gerekçesiyle reddedilmiş; ret hükmü 28.03.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Toplanan delillerle ilk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve aralarında yeni bir olayın gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Mahkemenin kadına kusur olarak yüklediği, bir başka erkekle güven sarsıcı davranış sergilemesi olayı ilk boşanma davasının açılmasından önce gerçekleştiğinden; ilk davası reddedilen koca, kesin hüküm etkisi nedeniyle artık bu olaya kusur olarak dayanamaz ve mahkemece de bu olay kadına kusur olarak yüklenemez. Öyleyse ilk davayı açarak boşanma sebebi yaratan davacı-davalı koca, maddi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin değerlendirilmesi yönünden kusurlu kabul edilmelidir. Açıklandığı üzere; kadına bir kusur yüklenemeyeceği nazara alınmadan; davalı-davacı kadının maddi tazminat (TMK md. 174/1) ile yoksulluk nafakası (TMK md. 175) taleplerinin mahkemece ağır kusurlu gerekçesiyle reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş bozmayı gerektirmiştir.3-Yukarıda açıklandığı gibi davalı-davacı kadına bir kusur yüklenemez. Tarafların reddedilen ilk davanın açılmasından bu yana ayrı yaşadıkları ve davalı-davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunun anlaşılmasına göre; birleştirilen dava yönünden Türk Medeni Kanununun 197. maddesi koşulu gerçekleştiğinden; bu davanın kabul edilerek kadın yararına kocanın mali gücü ile orantıda uygun miktarda nafakaya karar verilmesi gerekirken, reddi de doğru görülmemiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı-davalı kocanın kadının tedbir nafakası davası ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.