Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13806 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1451 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Kazan Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :16.10.2012 NUMARASI :Esas no:2010/302 Karar no:2012/332Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Davalının temyiz incelemesi nedeniyle yaptığı "adli yardım" talebinin ekonomik olarak gerekli giderleri karşılamada yetersiz olduğu anlaşılmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 334/1, 335/1-a, 336/3 maddeleri uyarınca kabulü ile, davalının tüm yargılama giderlerinden geçici olarak muaf tutulmasına;1-Mahkemece, davalı kadın, evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda tamamen kusurlu kabul edilerek boşanmaya ve davacı koca yararına manevi tazminata karar verilmiştir. Davalı tanığı olarak dinlenen davalının annesinin beyanına, mahkemece kesin süreye riayet edilmediğinden itibar edilmemiş ise de, davalının tanıklarının dinlenmesine yönelik verilen kesin süreye yönelik ara kararda tanık dinleme gideri ve süreye uymamanın yaptırımı gösterilmediğinden kesin süre, sonuç doğurucu nitelikte değildir. O halde, dinlenen davalı tanığı Hacer Göker'in beyanına itibar edilmesi gerekir. Toplanan deliller değerlendirildiğinde davalı kadının, bu evliliği istemediğini söylediği buna karşılık davacı kocanın ise, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine ses çıkarmadığı ve eşini ailesiyle birlikte yaşamak zorunda bıraktığı ve eşini aşağıladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylar karşısında, evlilik birliği, her iki tarafın da kusuruyla temelinden sarsılmıştır. Bu sonuca ulaşılmasında, eşine göre davacı kocanın daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Taraflar arasında gerçekleşen olayların yıkıcı etkisi gözönüne alındığında, evliliğin devamında taraflar ve ortak çocuk yönünden bir yarar kalmamıştır. Davalının boşanmaya karşı çıkması, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup davada Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Bu durumda boşanma kararı verilmesi hüküm sonucu olarak isabetli olduğundan Hukuk Uuslü Muhakemeleri Kanununun 438/son maddesi uyarınca kararın gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiş; davalının bu yöne ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersiz bulunmuştur.2-Yukarıdaki bentte açıklandığı gibi, boşanmaya sebep olan olaylarda her iki taraf ta kusurlu olmakla birlikte, eşine göre, davacı koca daha fazla kusurludur. Daha fazla kusurlu olan eş manevi tazminat alamaz (TMK.md.174/2). Davalı kadının belirlenen kusuru yoksulluk nafakası talep etmesine engel teşkil etmez (TMK.md.175/1). Durum böyleyken koşulları oluşmadığı ve bu sebeple reddi yerine davacı koca yararına manevi tazminat verilmesi doğru olmadığı gibi; davalı kadının kusuru yoksulluk nafakası talep etmesine engel olmadığı halde, bu talebinin reddine karar verilmesi de doğru olmamış; bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle, davacı koca yararına hükmedilen manevi tazminat ile kadının reddedilen yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilip düzeltilmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.