MAHKEMESİ :Bulanık Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ : 11.05.2011 NUMARASI :Esas no: 2010/1101 Karar no:2011/321Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, Nüfus Müdürlüğü yönünden verilen usulden ret kararı doğru olduğundan davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yersizdir. 2-Diğer davalı yönünden verilen hükme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Davacı, gerçekte davalı Deniz’in kardeşi Yavuz ile evlendiği halde, Yavuz’un evlenmeyi kardeşi davalı Deniz'in nüfus kayıtları ile gerçekleştirmesi sebebiyle kayıtlarda Deniz ile evli göründüğünü belirterek evlenmenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece dava Türk Medeni Kanununun 149. maddesi kapsamında şahısta yanılma olarak nitelendirilmiş hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle; isteğin reddine karar verilmiştir.Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme ise hakime aittir. Evlenme akdinin geçerli olarak meydana gelmesi için evlenecek kişilerin yetkili evlendirme memuru ön??nde bu amaca uygun irade beyanında bulunmaları zorunludur (TMK.md.141, 142), (14.06.1965 tarihli 3/3 sayılı Yargıtay İçt. Bir. Kararı).Bu husus evlenmenin kurucu unsurudur. Davacı, davalılardan Deniz'in evlenme sırasında evlendirme memuru huzurunda bulunmadığını ve evlenmeye uygun bir irade açıklamasının olmadığını, evlenme defterini onun yerine başka bir şahsın imzaladığını iddia etmektedir. Bu açıklamalar, davacının Deniz’le evliliğinin bulunmadığının ifadesidir. O halde talep evlenme akdinin geçerli biçimde oluşmadığı, diğer bir anlatımla Deniz’le olan evliliğin yoklukla malül olduğunun tespitine ilişkindir. Evlenmenin yokluğu herhangi bir süreye tabi olmaksızın her zaman ileri sürülebilir. Ortada Deniz’le vücut bulmuş bir evliliğin bulunmadığı ileri sürüldüğüne göre, tarafların delilleri toplanıp işin esasının incelenmesi gerekirken, hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle isteğin reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, davacının nüfus müdürlüğü hakkında verilen karara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu bölümünün yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.