MAHKEMESİ :Üsküdar 3. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ :22.03.2011 NUMARASI :Esas no:2011/104 Karar no:2011/261Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Dava konusu taşınmaz H. oğlu H. adına kayıtlı iken 11.03.2005 tarihinde hükmen O. A. adına tescil edilmiştir. Bu tescilin dayanağı hüküm; H. oğlu H.'in bir kısım mirasçıları ile O. A. arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesidir. Hükmen tescile esas alınan veraset belgesinin daha sonra iptal edildiği davacıların da H. oğlu H.'in mirasçısı olduklarının belirlendiği ve verasetin bu şekilde sübutuna karar verildiğini, daha sonra davacıların taşınmaz hakkında O. A.. karşı tapu iptal ve tescil davacı açtıkları görülmektedir. Kayyımlık kararı taşınmazın hükmen O. A.adına tescilinden sonra 19.06.2007 tarihinde verilmiş ise de, bu kayyımlık kararının H. oğlu H.'e ait 7 parsel sayılı taşınmazın idaresi ile ilgili olarak verildiği açık ve tartışmasızdır. Bu karardan önce, taşınmazın hükmen O. A. adına tesciline karar verilmiş olması, kayyımlıkla idareye ilişkin kararın hukuken “yok” sayılmasını gerektirmez. Kayyım, temsil için değil taşınmazın idaresi için atanmı?? olduğundan karar varlığını hukuken korumaktadır.Davacılar taşınmazın dava dışı O. A. adına tesciline karşı kendi mirasçılık haklarına dayanarak iptal ve tescil davaları açtıklarına göre; taşınmazın idaresi ile ilgili verilmiş bulunan kayyımlık kararının kaldırılmasını istemekte hukuki yararları vardır. Davacılar önceki malik H. oğlu H.'in yasal mirasçısı olduklarını kanıtlamışlardır. Tapu maliki H. oğlu H. ile H. U.'nın aynı kişi olduğu da tespit edilmiş durumdadır. Öyle ise, kayyımlık kararının kaldırılması gerekirken isteğin reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi.