Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13393 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 28051 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Niğde Aile MahkemesiTARİHİ : 12/09/2014NUMARASI : 2014/26-2014/554 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile tedbir ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Mahkemece, "Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan üç yıllık fiili ayrılık süresinde ortak hayatın yeniden kurulmadığı" gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, redle sonuçlanan boşanma dosyasında ve fiili ayrılık süresinde davacının kusurlu davranışı saptanmadığından davalının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Oysa, davacı tarafından açılan ve retle sonuçlanan ilk boşanma davası, Yargıtay 2. H.D.'nin 2009/18713 Esas, 2010/19596 Karar sayılı ilamı ile onararak kesinleşmiştir. Kesinleşen bu kararla, davalı kadının evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede bir kusurunun bulunmadığı hükmen belirlenmiştir. Ret kararının kesinleşmesinden sonra geçen üç yıllık süre zarfında da davalının bir kusuru kanıtlanamamıştır. Boşanmaya sebep olan olaylarda fiili ayrılığa neden olan davacı tamamen kusurludur. Davalının kusurlu bir davranışı ise ispatlanamamıştır. Bu halde davalı yararına Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi uyarınca maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde ret kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.