Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13337 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 16520 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Malatya l. Aile Mahkemesi TARİHİ :9.6.2011 NUMARASI :Esas no:2010/238 Karar no:2011/453Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından ziynet alacağının reddi ile tazminatlar ve nafakaların miktarı; davalı koca tarafından ise kusur belirlemesi ile tazminatlar ve nafakaların kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kocanın tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Davacı kadın evde kasada saklanan ziynetlerini alamadan ortak konuttan ayrılmak durumunda kaldığını belirterek; dava dilekçesinde cins, nitelik ve sayısını açıkladığı ziynet eşyalarının bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiş; davalı koca da bunların davacı tarafından evden ayrılırken yanında götürüldüğünü savunmuştur. Davalı kocanın, dava dilekçesinde belirtilen ziynetlerin cins, nitelik ve sayısına bir itirazı bulunmamaktadır. Ziynet eşyaları kural olarak kadına özgü ve taşınabilir nitelikte eşya olduğundan; aksi kanıtlanıncaya kadar kadına ait sayılır ve kadının üzerinde taşıması asıldır. Bu nedenle, ortak konuttan normal bir şekilde ayrılan bir kadının ziynetlerini de yanında götürmesi olağan yaşam deneyimine uygun olup; böyle bir durumda ziynetlerin konutta kaldığını davacı (kadın) ispat etmelidir. Kadının ortak konuttan normal olmayan koşullarda ayrılması durumunda ise, o koşullarda kadının ziynetlerini yanına alması beklenemeyeceğinden, ispat yükü davalıya (kocaya) ait olup; davalı ziynetlerin kadın tarafından yanında götürüldüğünü ispat etmelidir. Toplanan delillerden , davacı kadının davalı kocası tarafından fiziksel şidete uğrayıp, kovularak ortak konuttan ayrılmaya zorlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda ziynetler yönünden ispat yükü davalı koca üzerindedir. Davalı koca ise gösterdiği delillerle, ziynetlerin davacı tarafından yanında götürüldüğünü kanıtlayamamıştır. Davalı kocanın tanıklarının ziynetlerle ilgili anlatımları olağan yaşam deneyimlerine uygun düşmeyip; inandırıcı değildir. Diğer yandan, davacı kadının usulünce harcını da yatırıp talebini ıslah etmeden, dava dilekçesindeki ziynetlerle ilgili talebini daha sonra verdiği bir dilekçeyle arttırması da geçerli değildir. O halde, davacı kadının dava dilekçesinde cins, sayı ve niteliklerini bildirdiği ziynetler esas alınarak; bu ziynetlerin dava tarihindeki bedellerinin ayrı ayrı belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılması ve talep miktarı da gözetilip gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davacı kadın yararına ziynet alacağı talebinin reddine ilişkin bölümünün BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalı kocaya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcını yatıran davacı kadına geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.