Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13238 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8939 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :Kahramanmaraş Aile Mahkemesi TARİHİ :4.11.2008NUMARASI :Esas no:2007/1178 Karar no:2008/1330Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kocanın tüm, davacı-davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Toplanan delillerden eşine hakaret eden ve birlik görevlerini yerine getirmeyen davalı-davacı koca tamamen kusurludur. a-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. b-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.3-Davacı-davalı kadın ziynet ve takılarının kocasının kuyumcu olan ağabeyinin kasasında saklandığını ve kendisine iade edilmediğini; koca ise kadının ortak konuttan ayrılırken ziynetlerini yanında götürdüğünü iddia ve savunmuştur. Bu iddia ve savunma karşısında ziynetlere yönelik davada "ispat yükü" davacı-davalı kadına düşmektedir. Davacı-davalı kadın kasada saklandığını iddia ettiği ziynetlerin kasada saklandığını ve iade edilmediğini toplanan diğer delilleriyle ispat edememiştir. Ne var ki davacı-davalı kadın delil listesinde açıkça "yemin" deliline de dayanmıştır. (HUMK.md.344-354) O halde davacı -davalı kadına yemin teklif hakkı hatırlatılmak, yemin teklif ettiği ve davalı-davacı koca da yemin teklifini kabul ettiği takdirde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 337-343 maddesinde gösterilen usulde yemin yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi uygun olmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin 1.bentte açıklanan nedenle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Mustafa'ya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 67.20 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Meryem'e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.