Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacılar E…….. Ü…….. ve K……. Ü…….. vekili tarafından açılan davada, küçüklüğünden beri davacıların bakım ve himayesinde bulunan ve yetiştirilerek evlendirilen ergin olan davalı N……… Ç……..'ın evlat edinilmesine karar verilmesinin istendiği mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 313. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre, ergin bir kimsenin evlat edinilebilmesi için evlat edinenin alt soyunun bulunmaması gerekmektedir.Altındağ Nüfus Müdürlüğünce gönderilen nüfus aile kayıt tablosuna göre davacılardan K……… Ü……….'in H………'den olma 27/10/1999 yılında vefat eden oğlu E……..'ın 1978 doğumlu N……. Ü……… adlı bir kızının bulunduğu anlaşılmaktadır.Diğer taraftan Medeni Kanunun aynı maddesinin ikinci fıkrası evli bir kimsenin ancak eşinin rızasıyla evlat edinilebileceği hükmünü içermektedir.Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden, evlat edinilmek istenilen davalının evli olduğu anlaşılmaktadır.Davalının eşinin rızası alınmaksızın Medeni Kanunun 313/2 fıkrası hükmüne aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple Kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 29/9/2005 oybirliğiyle karar verildi.