Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13082 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6156 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ankara 4. Aile MahkemesiTARİHİ :30.05.2012 NUMARASI :Esas no: 2011/696 Karar no:2012/808Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı koca tarafından; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve kendisinin tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; kocanın boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kendisinin tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kadının temyiz itirazları yersizdir.2-Davacı-davalı kocanın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Mahkemece, davalı-davacı kadının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı boşanma davası da kabul edilerek boşanma kararı verilmiş, bu sonuca tarafların eşit kusurlu davranışları ile ulaşıldığı kabul edilmiş ise de, toplanan delillerden; davalı-davacı kadının, eniştesi olan Buğra isimli şahıs ile gece geç vakitlerde dahil olmak üzere günün her saatinde telefon ile mesajlaştığı, davalı-davacı kadın ile Buğra isimli kişinin bir otelde yemek yedikleri, kadının sadakatsizliğe yakın güven sarsıcı davranışlarını öğrenen davacı-davalı kocanın ise, eşi ile tartıştığı ve bu münakaşa sırasında kadına yönelik tehdit içeren sözler sarf ettiği, her ne kadar mahkemece kocanın karısına şiddet uyguladığı kabul edilmiş ise de, kocanın bu şiddet eyleminin kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, buna iki tarafın açıklanan kusurlu davranışları neden olmakla birlikte, davalı-davacı kadının daha fazla kusurlu olduğu kabul edilmelidir. Gelişen olaylar karşısında evliliğin devamında taraflar için bir yarar kalmadığından davacı-davalı kocanın boşanmaya karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacaktır. Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki boşanma koşulları davalı-davacı kadının davası bakımından gerçekleştiğinden, kadının davasının kabulü ile de boşanma kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin tarafları eşit kusurlu gösteren gerekçesi isabetli değilse de, davalı-davacı kadının davasında verilen boşanma hükmü, hüküm sonucu itibarıyla doğru olduğundan, hükmün gerekçesinin açıklandığı şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiş (HUMK.md.438/son), davacı-davalı kocanın bu yöne ilişkin ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 3-Yukarıdaki bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı kadın daha ziyade kusurludur. Durum böyleyken, mahkemece davacı-davalı kocanın geçimsizlikte karısına göre daha az kusurlu olmadığı gerekçesiyle kocanın maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda 3. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1 ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle, davalı-davacı kadının boşanma davasındaki kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Gülser'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Hakan'a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.