Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13054 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 16168 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Kahramanmaraş 2. Aile Mahkemesi TARİHİ :23.5.2011NUMARASI :Esas no:2010/192 Karar no:2011/467Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı koca tarafından, kusur belirlemesi, velayet, kendi manevi tazminat talebinin reddi, kadının manevi tazminat talebinin kabulü yönünden, davalı kadın tarafından ise; kabul edilen boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Toplanan delillerden, özellikle davalı kadın tarafından açılıp kabul edilen ve kesinleşen Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı tedbir nafakası davasında, davacı kocanın davalı eşine fiziksel şiddet uygulamayı davranış haline getirdiği, tehdit ettiği, hakaret içeren sözler söylediği; buna karşılık davalı kadının ise, kocasına hakaret ettiği ve onu haksız olarak çalıştığı kurumuna şikayet ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; evlilik birliği temelinden sarsılmıştır. Bu sonuca ulaşılmasına her iki tarafın açıklanan kusurlu davranışları neden olmakla birlikte; mahkemenin de kabul ettiği gibi davacı koca daha ağır kusurludır. Gerçekleşen bu olayların yıkıcı etkisi ve sürekliliği karşısında; evliliğin devamında taraflar ve ortak çocuk bakımından bir yarar kaldığından da söz edilemez. Evlili??in geldiği bu aşamada davalı kadınınboşanmaya karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olur. Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki boşanma koşulları gerçekleşmiştir. Durum böyleyken, mahkemece davacı kocanın daha ağır kusurlu olduğu kabul edilmekle beraber tarafların kusuruna ilişkin olayların açıklanmaması ve boşanmaya Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesine yerine Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak, boşanma kararı sonuç olarak doğru olduğundan, bozma sebebi yapılmamış, boşanma kararının gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiş (HUMK.m.438/son) ve buna bağlı olarak davacı kocanın tüm, davalı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yersiz bulunmuştur.2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı gibi davacı ağır kusurlu olup; kusuruna ilişin olaylar davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davalı kadın yararına manevi tazminat yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte açıklanan sebep ve şekilde boşanma hükmünün gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davalıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.