Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1301 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14353 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Afşin 1. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :02.11.2011 NUMARASI :Esas no: 2008/1229 Karar no:2011/1088Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Toplanan delillerle; davalı kadının eşine ve kayınbabasına ağır sözlerle hakaret ve küfrettiği kanıtlanmıştır. Mahkemece, bu sebeple kocanın boşanma davası açmakta haklı olduğu kabul edilmiş, “davacının eşine şiddet uyguladığının ispat edilemediği” de belirtilmiştir. Oysa davacı kocanın da eşine fiziki şiddet uyguladığı, bu yüzden yurtdışında ortak konuttan uzaklaştırıldığı, yabancı ülke makamlarınca verilen ve tercümesi yapılan evraklardan anlaşılmaktadır. Yabancı ülke makamlarınca verilen belgelerin sahteliği iddia edilmedikçe takdiri delil olarak değerlendirilmesine ve dikkate alınmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu bakımdan boşanmaya sebep olan olaylarda; davacı da, davalıyla aynı oranda kusurlu kabul edilmiştir. Eşit kusur halinde de boşanmaya karar verilebileceğine göre (TMK.md.166/1), davalının hükmün boşanmaya ilişkin bölümüne yönelik temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde görülmemiş, boşanma kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiş (HUMK.md.438/son), aşağıda bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları da yersiz bulunmuştur. 2-Boşanma veya ayrılık vukuunda kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK.md.182). Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir. O halde velayeti temyiz edene tevdi edilen müşterek çocuk 20.01.2005 doğumlu Bengisu için iştirak nafakasına hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.3-Müşterek çocuk için dava sırasında tedbir nafakası takdir edilmediği gibi, tefhim edilen nihai kararda da bu hususta bir hüküm verilmediği halde, gerekçeli kararda çocuk için dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedildiği, tefhim edilen ve duruşma zaptına geçirilen kararda davalının maddi ve manevi tazminat istekleri hakkında bir hüküm verilmediği halde, gerekçeli karar da “davalının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine” karar verildiği görülmektedir. Tefhim edilen kısa karara uygun gerekçeli karar oluşturulması zorunludur (HMK.md.298/2). Gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı ise, bu aykırılık bozma sebebi oluşturur. Mahkeme, usulün gösterdiği şekilde hüküm oluşturmak zorundadır. Bu yönün nazara alınmaması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. benterde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma bakımından hükmün gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.