Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12923 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8673 - Esas Yıl 2009
MAHKEMESİ :Çerkezköy 2.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :22.1.2009NUMARASI :Esas no:2007/987 Karar no:2009/79Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün davalı-karşılık davacı (kadın) tarafından, kocanın boşanma davası, velayet, mal rejiminin tasfiyesi, ziynetler nafaka, maddi ve manevi tazminat yönünden temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 29.6.2010 günü temyiz eden N. Ö. vekili Av. A. H. C. geldi. Karşı taraf tebligata rağmen gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Davalı-karşılık davacı kadının, karşılık davası ziynetler ve malrejiminin tasfiyesine ilişkin olup, boşanma hususunda değildir. Davalının boşanmaya ilişkin usulüne uygun açılmış bir karşılık davası bulunmadığı halde, kadının boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki bu husus, temyiz edilmediğinden bozma sebebi yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.2-Davalı-karşılık davacı kadının temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince;a-Dosyadaki yazılara, karar??n dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının anlaşılmasına göre davalı-karşılık davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.b- Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç 27.5.2004 doğumlu Egemen'in Türk Medeni Kanununun 182. ve 336/2. maddeleri uyarınca babanın velayetine bırakılması usul ve kanuna aykırıdır. c-Davalı-karşılık davacının,ziynetlerle ilgili talebinin boşanma davasıyla birlikte incelenip karara bağlanmasında usulen bir engel bulunmamaktadır. Eşlerin diğerinde kalan kişisel mallarını istemesi için mal rejiminin sona ermiş olması da gerekmez. O halde ziynetlerle ilgili talebin toplanan deliller çerçevesinde esasının incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu talebin tefrik edilmesi de isabetsizdir.d-Davalı-karşılık davacı, karşılık davasında evlilik birliği içinde kazanılan malların paylaştırılmasını da istemiştir. Taraflar 27.8.2003 tarihinde evlenmişlerdir. Bu istek aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağının tahsili niteliğindedir. O halde davalı-karşılık davacıya, evlilik birliği içinde edinilen davacı-karşılık davalıya ait edinilmiş malların açıklattırılması (HUMK.m.75/2), bildirilecek değer üzerinden nispi peşin harcın tamamlattırılması, harç tamamlandığında tasfiyeye ilişkin bu talebin incelenebilmesi için, mal rejiminin sona ermesi gerektiği de gözetilerek bu talebin tefrik edilip ayrı bir esasa kaydedilerek, boşanmanın kesinleşmesinin beklenmesi gerekir. Bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 2. maddenin (a) bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 750.00 TL. vekalet ücretinin F..'ten alınıp N.'e verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.