Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1265 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13983 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sincan 3. Aile MahkemesiTARİHİ :01.03.2012 NUMARASI :Esas no:2011/46 Karar no:2012/157Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı (kadın) tarafından, her iki dava ve tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Davacı-karşı davalı kadının, boşanma davası açılmasından sonra kocasına gönderdiği telefon mesajındaki "canım eşim, mevlüt kandiliniz mübarek olsun, rabbim inşallah hayırlısıyla yuvamızı tekrardan kurmamızı, aradaki engellerin kalkmasını nasip eder, çünkü s.ç. seviyorum" ifadesi eşin önceki kusurlu davranışlarını affetme niteliğinde olmayıp "bir barışma teklifi" niteliğindedir. Toplanan delliler de; mahkemenin de sabit kabul ettiği gibi; tarafların karşılıklı olarak birbirlerine fizksel şiddete başvurduğu, davalı-karşı davacı kocanın yakınlarının evlilik birliğine müdahalesine tepkisiz kaldığı, eşine "al yürü git bundan sonra benim karım olamazsın" demek suretiyle eşini istemediğini belirttiği, davacı-karşı davalı kadının da eski nişanlısından söz ederek keşke onunla evlenseydim demek suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu ve kocasına hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektiren olaylarda her iki taraf da kusurludur. Tarafların birinin kusurunu diğerinden fazla olduğu söylenemez. Taraflar eşit kusurludur. Davacı-karşı davalı kadının davası bakımından da Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşulları olmuştur. Durum böyleşken; davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken; kadının kocasını affettiği gerekçesiyle davasının reddi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir.2- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle, davacı-davalı kadının boşanma davası ve tedbir nafakası yönlerinden BOZULMASINA, 1. bentteki bozma sebebine göre, yeniden hüküm verilmesi gerekli olan davalı-karşı davacı kocanın boşanma davası ve fer'ilerine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.