MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiDAVA TÜRÜ : Boşanma ve Ziynet Eşyası AlacağıTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve ziynet eşyası alacağı yönünden, davalı tarafından ise; kadının kabul edilen boşanma davası ve fer’ilerine yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Mahkemece; davacının ikinci hamileliğinde eşinin haberi olmadan kürtaj olduğu, davalı erkeğin ise davanın devamında sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları kabul edilerek davacı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) taleplerinin reddine karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı erkeğin alkol ve bağımlılık yapıcı madde kullandığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve eşine sinkaflı küfürler ettiği anlaşılmaktadır. Davalı kadına kusur olarak yüklenen fiil davalı erkek tarafından öğrenildikten sonra evlilik birliğinin iki yılı aşkın bir süre daha devam ettiği anlaşıldığından, davalının bu fiili affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerekir. Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemez. Ayrıca her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceğine göre, davalı erkeğin dava tarihinden sonra gerçekleşen fiilleri sebebiyle kendisine sadakat yükümlülüğünü ihlal vakıası kusur olarak yüklenemez. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda, alkol ve bağımlılık yapıcı madde kullanan, birlik görevlerini yerine getirmeyen, eşine fiziksel şiddet uygulayan ve eşine sinkaflı küfürler eden davalının tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları davacı kadın yararına oluşmuştur. Bu duruma göre davacı kadın yararına uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle kadının tazminat isteklerinin reddi doğru bulunmamıştır.3-Velayeti anneye bırakılan tarafların müşterek çocuğu... ile davalı baba arasında dini bayramlar ile her yıl Temmuz ayında kurulan kişisel ilişkide, kişisel ilişkinin başlayış ve bitiş saatlerinin gösterilmemesi hükmün infazında duraksamaya sebep olur. Bu hususta velayet sahibinin yükümlülüğünü, bu hak kendisine tanınan davalının da, hakkını kullanacağı süre ve zamanı bilmesi; yasadaki ifadesiyle "hükmün sonuç kısmında, taraflara yükletilen ödevlerin ve tanınan hakların, açık şüphe ve duraksamaya yol açmayacak şekilde gösterilmesi" (HMK m. 297/2) zorunludur. Bu husus nazara alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.4-Boşanma davasında cevap dilekçesi ile istenen maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) boşanmanın fer'isi olup, ayrıca harca tabi değildir. Davalının cevap dilekçesi ile talep ettiği maddi ve manevi tazminat isteklerinin esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, "harcı yatırılmadığından" bahisle bu taleplerin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.