MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiDAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet AlacağıTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafakaların miktarları yönünden; davalı tarafından ise kusur belirlemesi, nafakalar ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2- Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; davacı kadının "ben gideceğim onun parası için geldim" dediği, davalı erkeğin ise eşini istemediğini beyan ettiği, birden fazla kez eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve annesinin eşine müdahalesine sessiz kaldığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkek, davacı kadına nazaran daha ziyade kusurludur. Durum böyleyken, mahkemece bir kısım tanıkların hayatın olağan akışına aykırı beyanda bulunduklarından bahisle tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadının maddi ve manevi tazminat ( TMK m. 174/1-2) taleplerinin reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.3- Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6, 6100 s. HMK m 190/1). Davacı, dava konusu ziynetlerinin, eşi tarafından elinden alınarak bozdurulduğunu iddia etmiş, davalı ise bu iddianın doğru olmadığını, davacının davaya konu ziynetleri evden ayrılırken yanında götürdüğünü savunmuştur. Davacı tanıkları, iddia edilen vakıayla ilgili somut bir beyanda bulunmamışlardır. Dosyada iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olmasıdır.Diğer bir ifade ile bunların davalının zilyetliğine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Öte yandan söz konusu eşya, rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen ve götürülebilen nev’idendir. Bu bakımdan, davacı olağanüstü şartlarda evden ayrılmadıkça bu türden eşyaları götürmesi her zaman mümkündür. Bu olgulara aykırı olarak varsayımdan hareketle ziynetlerin bozdurularak borçların ödenmiş olabileceği gerekçesiyle kabul kararı verilmesi doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.