Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12517 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19380 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiDAVA TÜRÜ : Karşılıklı BoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2- Mahkemece taraflar arasında görülen Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılamaları neticesinde; ... tarafından açılan ve ret ile sonuçlanan boşanma davasından sonra tarafların tekrar bir araya gelmedikleri, uzun süredir ayrı yaşadıkları eldeki davada davacı-karşı davalı sıfatı bulunan İbrahim'in ayrılık süresince barışma girişimlerine davalı-karşı davacı ...'nın olumsuz yanıt verdiği, boşanmak istediğini beyan ettiği, ayrılık dönemi sırasında davalı-karşı davacı ... tarafından müşterek çocuğun muhtar kanalı ile babaya teslim edildiği, bu hali ile de davalı-karşı davacının barışma niyetinde olmadığı da anlaşılmakla, tarafların tekrar bir araya gelerek evliliklerini sürdürme imkanları olmadığı kanaatine varılarak, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı karşı davacı eşin kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının kabulüne, kadının davasının ise reddine karar verilmiştir.Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; eldeki dava, davalı-karşı davacısı kadın tarafından 24.01.2012 tarihinde açılan, ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedilerek 21.06.2013 tarihinde kesinleşen boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri, fiili ayrılık döneminde davalı-karşı davacı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı ve kadın tarafından açılan ilk boşanma davasında ise, tarafların herhangi bir kusurlu davranışının da kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bir kısım tanık beyanları üzerine, davalı-karşı davacı kadına kusur olarak yüklenen erkeğin barışma girişimine kadının olumsuz cevap vermesi ve müşterek çocuğu babasına göndermesi eylemi ise Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan hadiselerdir. Öyleyse, açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı erkeğinde davasının reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.