Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12476 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13242 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Karşılıklı BoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası miktarı, velayet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden mahkemenin de kabulünde olan gerçekleşen kusurlu davranışları yanında erkeğin bağımsız konut temin etmediği, annesi ile eşi arasında denge kuramadığı ve bu hale göre davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Erkeğin kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek niteliktedir. Öyleyse, davalı-karşı davacı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları oluşmuş olup, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, tarafların eşit kusurlu kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak tazminat taleplerinin reddi doğru olmamıştır.3-Mahkemece, müşterek çocukların velayeti davacı-karşı davalı babaya bırakılmış, müşterek çocuklarla anne arasında “aynı şehirde oturmaları hali” ve “farklı şehirde oturmaları hali” için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Babanın, velayetine bırakılan çocuklarla birlikte Kütahya'da, annenin ise Konya'da oturduğu anlaşılmaktadır. Taraflar mevcut duruma göre ayrı şehirlerde yaşıyor olmakla birlikte, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayrımına" gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, aynı şehir-ayrı şehir ayırımına gidilmeksizin annelik duygularını tatmine elverişli , çocukların da anne sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.