MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiDAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Eşyası AlacağıTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından katılma yolu ile tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden, davalı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 07.02.2017 günü duruşmalı temyiz eden ... vekili Av. ... ile karşı taraf temyiz eden davacı ... vekili Av.... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesi, davacı kadın vekiline 21.09.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Hükmü temyiz etmemiş olan tarafın, diğer tarafın temyizine cevabında hükme ilişkin itirazlarını bildirmesi mümkün (HUMK m. 433/2) ise de, bu yolla temyiz süresi, temyiz dilekçesinin tebliğinden başlayarak on gündür. Bu süreden sonra verilen cevap dilekçesindeki itirazların incelenmesi artık mümkün değildir. Davacı vekili hükme ilişkin itirazlarını ihtiva eden temyize cevap dilekçesini yasal on günlük süreden sonra 06.10.2015 günü verdiğine göre, davacının katılma yolu ile temyizi süresinde değildir. Bu sebeple davacının katılma yoluyla temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.b-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2). fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyunadırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde kabul edilen ziynet eşyalarının ayrı ayrı cins ve bedelleri gösterilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre ziynet eşyası alacağına yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, davacı kadının temyiz talebinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, duruşma için takdir olunan 1.480.00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.