Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12265 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19426 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : BoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından yoksulluk nafakası için artış oranı belirlenmemesi, maddi tazminat miktarı ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2- Davacı kadın dava dilekçesinde yoksulluk nafakası talebinde bulunmuş ve artış oranının belirlenmesini talep etmiştir. Mahkemece bu hususta olumlu olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir.3-Davalı erkeğin, annesinin eşine hakaret etmesine sessiz kaldığı, eşinin hastalığı ile ilgilenmediği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Bu olaylar, davacı kadının kişilik haklarına saldırı oluşturur. O halde davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.4-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2). fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyunadırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde ziynetlerin ayrı ayrı bedeli belirtilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ; Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 4. bentteki bozma sebebine göre ziynete yönelik temyizin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.