Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1222 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19053 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Üsküdar 3. Aile MahkemesiTARİHİ :03.04.2012 NUMARASI :Esas no:2011/841 Karar no:2012/272 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; davanın reddi ve tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece; "...davacının kesin süre içinde delil bildirmediği, iddiasını ispatlayamadığı" gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Dava, 20.12.2011 tarihinde açılmış, davacı dava dilekçesinde "deliller" bölümünde tanık beyanlarına dayandığını yazmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 140/5. maddesinde yer alan hüküm; "tarafların dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları belge niteliğindeki delillerin ve başka yerden getirtilecek belgelerin, bulundukları yerlerle ilgili açıklama yapmaları için, ön inceleme duruşmasında iki haftalık kesin süre verilmesine" ilişkindir. Ön inceleme duruşması yapılmadan, dosya üzerinden taraflara, dilekçelerinde göstermiş oldukları ve belge niteliğindeki delilleri sunmaları veya bulundukları yerlerle ilgili açıklamada bulunmaları için süre verilmesi sonuç doğurmaz. Öte yandan; delil, çekişmeli vakıaların ispatı için gösterilir. (HMK md. 187/1) Ön inceleme duruşması yapılmadan, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar belirlenmeden, taraflardan tanıklarının isim ve adreslerini göstermeleri de beklenemez. Bu bakımdan mahkemece, tensip tutanağı ile dosya üzerinden tanık bildirmek üzere kesin süre verilmesi ve bu süreye uyulmadığı gerekçesiyle davanın ispatlanamadığından bahisle reddedilmesi doğru bulunmamıştır. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK md. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, bu hususta olumlu olumsuz karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1 ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.